Remzi Akbaş'ın "Vekil böyleyse emekli, asgari ücretli ne yapsın?" başlıklı köşe yazısı

Türkiye'de memur, işçi ve Bağ-Kur statüsünde yaklaşık 11 milyon emekli 4 milyon civarında asgari ücretli var.

Baştan anlaşalım:

Milletvekili bir meslek değildir. Milletvekili esasen halkın hizmeti için seçilmiş vatandaşın vekilidir. Asli olan vatandaştır. O nedenle milletvekili emeklilik sistemi derhal kaldırılmalıdır.

Gelelim Türkiye'de gündem olan konumuza:

Hizmet İş Sendikası Sakarya Şubesi’nde sendikanın genişletilmiş temsilciler toplantısı eğitim programına katılan ve aynı zamanda FİSKOBİRLİK Genel Başkanı da olan AK Parti Sakarya Milletvekili Sayın Lütfi Bayraktar, milletvekili maaşları ile ilgili sözleri yerel ve ulusal medyada çok yer aldı.

Sayın Bayraktar vekil maaşlarıyla ilgili bakalım ne demiş?

"Bir medya kuruluşu eleştirmiş beni Giresun’da arkadaşlar, rabbime hamdolsun fındığımız var. Arka planda bir miktar birikimimiz var, vesaire. Yoksa bu maaşlarla vekillerin çalışma yapabilme imkanı yok ya. Az demiyorum, çok iyi para ama yapılan işe göre bunu yapma imkanın yok. Peki niye tartışılıyor bu konu? Muhtemelen vekillerin özgür olmasını istemiyor arkadaşlar ya."

Esasen yaptığı açıklama bence çok gereksiz olmuş.

Her şeyden önce, milletvekillerinin 2023 yılı aylık maaşının 73 bin 379 TL olduğunu hatırlatalım.

İşçiler, memurlar, emekliler olsa bu aylık yeter de artar bile...

Ev de alır, otomobil de!

Ancak milletvekili olarak bu maaş yetmiyormuş nedense!

Niye? Çünkü, yapılan işe göre…

Zonguldak'ta yüzlerce yerin altında 6-7 saat çalışan işçilerin aylık maaşları ortalama 20 bin lira.

Demirçelik işçilerinin ortalama maaşları 17 bin lira.

Otomotiv sektöründe çalışanların ortalama 15 bin lira. Onların ki yetiyor ya!

Milletvekili maaşları yuvarlarsak 73 bin lira.

Yeter mi?  Elbette yetmez.

Şöyle anlatalım neden yetmediğini...

Milletvekili sadece TBMM'nde el kaldır, el indir yapmaz. Yasaların çalışmalarına katılarak zaman olur ki gece yarılarına kadar mesai yapar. Yani bayağı yorulur, emek harcar (!)

Sonra...

Meclis makamına ziyaretine gelen misafirleri ağırlar. Hastası olanın yakınına kalıcı yer ayarlar, gerekirse yemek masraflarını karşılar.

Sonra...

Düğün dernek, hastalık ve çeşitli etkinlikleri ziyaret ederek hediye, ikram gibi mali katkıda bulunur.

Sonra...

Bu ziyaretlerine makam aracının ulaşım masrafını da koyalım.

Yeter mi? Yetmez!

Kendisi söylüyor makam aracının haftalık 10 bin lira olduğunu.

Eee... şoförün de danışmanın da masrafını katarsak elbette yetmez!

İyi ki ikinci bir işi var, arkasından fındığı var, yatırımı var... Ya olmasaydı?

Avukatlık mesleğinden ne kadar aldığını da bilemiyoruz. Onu açıklamadı.

Lütfi Bayraktar, 2007’de seçildiği Fiskobirlik Genel Başkanlığı görevini halen yürütüyor. Buradan da 57 bin lira da huzur hakkı alıyormuş.

Şimdi;

Türk-İş'in Eylül ayındaki araştırmasında açlık sınırı 13 bin 334 liraya, yoksulluk sınırı ise 43 bin 433 liraya yükseldi.

Türkiye'de açlık sınırı altında geçinmeye çalışan 9 milyon emekli, 4 milyon civarında asgari ücretli var.

Bunların nasıl geçindiğini biliyor musunuz?

Hayat; birilerine cennet, birilerine cehennem mi olmalı?

Sizler, Sayın Devlet Bahçeli'nin 8 bin 77 liralık seyyanen zam önerisini, muhalefet milletvekilleri tarafından 13 Temmuz tarihinde TBMM'nde verdiği önergeye onay verdiniz mi?

Yine CHP milletvekilleri aynı oturumda emekli maaşlarına yüzde 34 artış içeren önerge verdiğinde neden reddettiniz.

Sizler, yaptığınız onca işlere (!) ve aldığınız maaşa rağmen yetiremiyorsunuz da...

Açlık sınırı altında yaşam savaşı veren emekli ve asgari ücretli ne yapsın?