Umut Uysal'ın "Ay döngüsü" başlıklı köşe yazısı

Ay, Güneş’ten aldığı ışığı ve enerjiyi yansıtmak suretiyle Dünya üzerinde çok güçlü rol oynayabilen bir uydudur. Çapı 3 bin 476 km ve kütlesi dünyanın 1/8’i kadar olan, belirli bir atmosfere sahip bulunmayan ve Dünya’ya yaklaşık 384 bin km uzakta bulunan Ay’ın doğadaki tüm varlıklar üzerinde ve tarımda etkisi olduğuna yönelik yaygın inanışlar var. Çiftçiler, özellikle de budama dönemlerin de, tohum ekerken fidan dikerken kısacası tarımsal faaliyetlerini planlamayı Ayın döngüsüne göre yapmaya dikkat ediyorlar.  Ay, Güneş’ten aldığı ışığı yansıtma durumlarına göre; yeniay, ilk dördün, dolunay ve son dördün pozisyonları vardır. Bir devresini 28,5 günde tamamlayan Ay, Güneş’e yetişerek son üç günde görünmez olur. Güneş’ten uzaklaşmaya başlayınca ışığın görünmesiyle yeniay olarak tekrar ortaya çıkar. Ay, dünyamızın çevresinde yaptığı döngüsü sırasında bedenimizde, hayvanlarda, havada, toprakta, suda, kısacası suyun bulunduğu her yerde bir çekim yaratır. Bu etki okyanus ya da deniz kenarlarında 2 metreye varan yükselip çekilmelerle fark edilebilir.

Ay, bir döngüsü içinde yaklaşık 14’er gün süren iki evre geçirmektedir. Bunlardan biri yeni ayla başlayıp dolunayla biten büyüme evresi, diğeri ise dolunayla başlayıp yeniayla biten küçülme evresidir. Ay’ın görünümü büyürken çekim arttığı için suyun bulunduğu her yerde daha çok dışarıya akmaya, küçülürken de durmaya eğilimli olduğu biliniyor. Ay’ın etkileri konusunda yüzlerce yıllık gözlemler bazı geleneksel uygulamaların doğmasına sebep olmuştur. Ay’ın döngüsüne göre doğru zamanda yapılan işlerden daha iyi sonuçlar alındığına dair inanç nedeniyle doğada yapılacak işler için ay takvimleri geliştirilmiştir. Ay evrelerini bulma cetvelinin bir marangoz tarafından icat edildiği biliniyor. Ağaç kesiminin zamanının odun kalitesine etkisi olduğu inancı yaygın bir inanıştır. Ayrıca ağaçların yılın hangi mevsiminde kesildiği kadar o tarihteki Ay’ın durumunun da odunun kalitesi üzerine etkili olduğuna yönelik önemli bilimsel yayınlar da vardır.

Ülkemizde Ay’ın ilk hilal şeklinde çıkışı yeni ay, 15’i dolunay 15’inden sonrası ise eski ay olarak kabul edilmektedir. Gerek orman köylerinde gerekse marangozlar arasında, ayın eskisi diye tabir edilen dönemde kesilen ağaçlara, kullanıldığı yerlerde böcek vb. arız olmadığı, malzemede daha az çatlama ve çarpılma meydana geldiğine dair yaygın bir inanış söz konusudur. Ay’ın pozisyonuna göre ortaya çıkan gelgit olayları, toprak altı suyun durumu ve bitkilerde suyun miktarı ve taşınması üzerinde ay önemli etkiye sahiptir. İlk dördün günlerinde (yeniay) topraktaki nem miktarı en yüksek seviyesine ulaşmaktadır. Eski ay döneminde ise toprak nemi azalmakta, ağaç ve diğer bitkilerde özsu miktarı ağacın üst dokularına daha az taşınmaktadır.

Genel olarak Ay’ın yenisinde ağaçlarda rutubet içeriği daha fazla, ayrıca Ay’ın yenisinde kesilen ağaçlarda böceklenme Ay’ın eskisine göre çok daha fazla olduğunu gösteren akademik çalışma vardır. İnanışları da destekleyen sonuçlar elde edilen çalışmaların sayısı arttıkça eski ve yeni ay döngüsü ilgili daha net bilgilere ulaşmış olacağız.