Remzi Akbaş'ın "Gidişleri kayıp mı, kazanç mı?" başlıklı köşe yazısı

2011'de Suriye'de başlayan iç savaş sonucunda ilk kitlesel göç Türkiye'ye gelmeye başladı. Ekim 2012’de ülkedeki Suriyeli sayısı 100 bine ulaştı.

Dönemin Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan "Muhacirleri yolda bırakamayız" siyasetiyle geldikçe geldiler. Elbette mazlumlara sahip çıkma noktasında Müslüman Türk'lük duygusu ağır basmıştı.  Ancak zamanla bu göç furyası artınca yerini mazlumiyet dışına çıkardı. Hatta düzensiz göç hareketleri nedeniyle terör faaliyetlerinde artış yaşandı.

Ankara Gar katliamı, Gaziantep ve Diyarbakır saldırıları buna örnektir.

Başta Afganistan olmak üzere Suriye ve Irak üzerinden gelen düzensiz göçmenler de oldu ancak bunların net sayıları bilinmiyor.

Bu göç dalgasında Karasu'ya da gelenler oldu. 2012 yılında Suriye'den 10 kişilik ilk Türkmen aile grubu geldiğinde ben de AK Parti'nin mahalle temsilcisi olarak görev yapıyordum. Mahalle yönetimimle birlikte onlara kucak açtık. İlk aylarda ayni ve nakdi yardımlarda bulunduk. Daha sonra Sakarya Göçmenler Bürosu'nda kayıtlarını yaptırarak sağlık hizmetlerinden yararlanmaları sağlandı. Bir özel iş yerinde çalışan aile reisleriyle hala görüşürüz. İki damadı Karasu'da inşaat işlerinde, bir oğlu da Almanya'da çalışarak hayatlarını sürdürüyor.

Kendisiyle yaptığım görüşmede Suriye'deki son gelişmeleri değerlendirdik. Orada ailesinden kimse olmadığını ancak tapulu arsaların bulunduğunu söyleyerek, yeni bir düzenin nereye evrildiğini görmeden henüz geri dönmeyi düşünmediğini ifade etti.

Mayıs 2022 itibariyle Karasu'da 2 bin 784 göçmen sayısı açıklanmıştı. Bunların 2 bin 23'ü Suriyeli, 531'i Iraklı diğerleri de Afganistan, Özbekistan, Azerbaycan, Gürcistan, İran, Kırgızistan, Ürdün, Türkmenistan ve Yemen'den gelenleri oluşturuyordu.

İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanlığı'nın güncel verilerine göre 3 Ekim 2024 itibarıyla Sakarya'da kayıtlı geçici koruma altındaki Suriyeli sayısının 15 bin 499 kişi olduğu açıklandı. Suriyelilerin yerli nüfusa oranı ise yüzde 1,39 olarak hesaplandı.

Kesin olmamakla birlikte geçen hafta itibariyle Karasu'da Suriyeli göçmen sayısının 2 bin, Iraklı sayısının 200 ve diğerlerin de 400 civarında olduğu tahmin ediliyor.

Kimi çeşitli sektörlerde çalışarak, kimi de devletin sağladığı yardımlarla geçimini sağlıyor. Kimileri de ticari faaliyette bulunuyor. Çocukları da okullarda okutuluyor.

Türk vatandaşlığı olmayan bu sığınmacıların çoğunluğu kaçak statüsünde çalıştırıldıkları için hem vergi kaybına hem de esnaflar arasında haksız rekabete yol açıyor.

8 Aralık tarihinde Suriye muhalif güçlerinin Şam'ı ele geçirmesi ve Esad rejiminin yıkılması sonrası Türkiye’nin çeşitli illerinden Suriye'ye geri dönüşler başladı. Dolayısıyla Karasu'da bulunan Suriyelilerin bir kısmının da ülkelerine dönmek için Göçmen Bürosu'a kayıt yaptırdıkları öğrenildi.

Başta inşaat olmak üzere çeşitli hizmet kollarında çalışan bu göçmenlerin boşluğunun doldurulması ilk etapta elbette sıkıntı yaratacaktır. Ancak uzun vadede başta ekonomik olmak üzere sosyal etkilerinin olumluya döneceğini söylemek mümkün. Her işletme hesabını buna göre yapacak. Bu nedenle önümüzdeki aylarda gidişlerinin kayıp mı, kazanç mı olduğunu görmüş oluruz!