Selman Yümnü'nün "Hayaller Las Vegas gerçekler Türkiye" başlıklı köşe yazısı
Geçtiğimiz hafta spor müsabakalarına dayalı müşterek bahis, at yarışları ile diğer şans oyunlarından alınan vergiler yüzde 50 oranında düşürüldü. Buna gerekçe olarak ise yasa dışı sanal bahisle mücadele gösterildi.
Konuya ilişkin Cumhurbaşkanı Kararı ve buna ilişkin ek karar Resmi Gazete'de yayımlandı.
Buna göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı Mali Suçları Araştırma Kurulu’nun (MASAK) yasa dışı sanal bahisle mücadelesinin desteklenmesi amacıyla şans oyunları vergi oranları spor müsabakalarına dayalı müşterek bahislerde yüzde 10'dan yüzde 5'e, at yarışlarında yüzde 14'ten yüzde 7'ye, diğer şans oyunlarında yüzde 20'den yüzde 10'a indirildi.
Karar, 1 Ocak 2024'ten itibaren yürürlüğe girecek.
Yani insanlar daha iyi oranlarda bahis yapabilmek için yurt dışı sitelerine yönelmesini engelleyebilecek mi? İlerleyen zamanda göreceğiz.
Konuya farklı bir açıdan bakmak istiyorum. Yüksek vergilerden dolayı insanların yurtdışı sitelerini tercih ettiğini ön görenler, yüksek vergilerden dolayı insanların kaçak sigaraya ve alkole yönelmesinler diye bu kalemlerde de vergi indirimi yapılması düşünülüyor mu?
İçerisinden geçmekte olduğumuz enflasyonist ortamda akaryakıttan en azında üreticiler ve ticari araçlar için de olsa bir vergi indirimi düşünülüyor mu? Yoksa mazot kaçakçılığındaki vergi kaybı şans oyunlarındaki vergi kaybından daha mı az? Yani ortalama ne kadar daha mazot kaçakçılığı artarsa akaryakıtta da vergi indirimi düşünülebilir. Hem yapılacak olası bir vergi indirimi enflasyonu da dizginleyecek bir etkiye sahipken şans oyunlarındaki vergi indirimi mi daha elzemdi.
Evet son dönemde yurt dışı sitelerden bahis oynanması oldukça yaygınlaşmış durumda. Özellikle algoritmalar ile oluşturulan Sweet Bonanza, Gates of Olympos gibi slot oyunları oldukça dikkat çekmekte. Sosyal medyada dakika başı çıkan reklamlara bir an önce tedbir alınması gerekmektedir. Kimsenin haberi yokmuş gibi davranmanın bizlere kazandıracağı hiçbir şey yok. Büyük bir servet transferi oluyor bunun önüne geçecek farklı tedbirler de düşünülebilir.
Türkiye’de kumarhanelerin kapatılması yönünde 1996 yılında bir kanun çıkarıldı. Aleyhte açılan davanın sonuçlanması ile 1998 yılında tamamen kapatılmış oldu. Ama geldiğimiz durum göz önünde bulundurulursa bu servet transferini durdurmanın bir yolu da devlet denetiminde kumarhanelerin tekrardan açılabilmesidir. Her yıl binlerce kişi Kıbrıs’a, Gürcistan’a, birçok Avrupa şehrine ve hatta Las Vegas’a gitmekte. Bu da hem milli sermayenin yurt dışına çıkmasına sebep olmakta hem de hazinenin gelir kaybına sebep olmaktadır.
İçişleri eski Bakanımız Süleyman Soylu’nun sanal kumarda yıllık 50 milyar dönüyor açıklaması hatırlanacak olursa bir yıl içerisinde dönen paranın büyüklüğü daha iyi anlaşılıyor. 2023 yılı Eylül ayı itibarıyla yıllandırılmış cari işlemler açığı ise 51,7 milyar dolar. Yani neredeyse 1 yıllık cari açığımıza denk gelen bir rakam.
Bu rakamalar gerçekten ürkütücü boyutlara ulaşmış durumda. Devlet kontrolüne alınabilirse eğer bu kumar olayı ve yüzde 10 oranında vergilendirilirse her yıl 4 adet Avrasya Tüneli yapacak kadar para hazineye kalacaktır. Yap - işlet - devret yerine kumarı vergilendirerek yatırımların önü de açılmış olur.
Yazımın sonunda başta da bahsettiğim gibi enflasyonu da düşürücü etkileri olan vergi indirimlerine de ihtiyacımız var. Akaryakıttan alının vergi dilimi üreticililer ve ticari araç kullanan mükellefler için de bir an önce uygulamaya başlamalı. Enflasyona yenilirsek eğer ücretlerin yüzde 49 oranında arttırmanın bir anlamı kalmayacaktır. Enflasyon olan ülkelerde ücret artışları sadece ama sadece para hamallığını arttırır.
Mutlu haftalar dilerim…