Uğur Büyük'ün "Karasu’da denize girme yasağı" başlıklı köşe yazısı
Karasu’da yaklaşık 27 yıldır denize girerim. Uzun yıllar sahil kenarında yazlık evimiz de vardı. Denizin tadını epey çıkarttık diyebilirim. Ben bu seneye kadar denize girme yasağının olduğu bir dönem de hatırlamıyorum. Ağustos ayına geçtik, neredeyse sezonun yarısında denize girmek yasaklandı. Peki denize girmek neden yasaklanıyor?
Birinci neden rip akıntısı olarak ifade ediliyor. Rip akıntıları, deniz dip yapısının kum tepeceği-yarık-kum tepeceği sığ sudan derin suya hareket eden oldukça kuvvetli akıntılardır. Genellikle okyanus kıyılarındaki sahil bölgelerinde, belirli dip yapısı ve dalga koşullarında oluşan tehlikeli bir akıntıdır. İngilizcede "rip" akıntısı olarak bilinen bu güçlü akıntıların yönü kıyıdan açığa doğrudur. İlçemizde sık olarak görülüyor.
İkinci neden kötü hava koşulları ve denizde oluşan dalga olarak ifade ediliyor.
Peki denize girmek hangi koşullarda yasaklanabilir? Denize girmenin yasaklandığı alanlar: 5442 sayılı kanun kapsamında olup, çeken akıntı mevcut veya kıyı yapısı uygun olmayan, cankurtaran hizmeti bulunmayan riskli ve tehlikeli alanlar olarak belirtilmiş. Karasu’da liman bölgesinden Akkum’a kadar olan alanda dalgakıranlar ve cankurtaran hizmeti bulunuyor. Kıyı yapısıyla ilgili de bir sıkıntı yok iken bu kadar fazla denize girmenin yasaklanması izahı olmayan bir durum gibi görünüyor.
Denize girmeyi yasaklamak turizme darbe vurmasının yanısıra en kolayına kaçılıyor. Fakat yapılabilecek başka önlemlerde var.
-Denize yoğun olarak girilen yerlere öncelik verilmek üzere yüzme alanlarında belediyemiz ve işletmeler tarafından ilk yardım kabini/odası oluşturulabilir ve gerekli personel/malzeme desteği sağlanabilir.
-İlçe Suda Boğulma Olaylarını Önleme Komisyonu aktif olarak çalışabilir. Özellikle hafta sonu ve bayram tatilleri gibi yüzme alanlarında/plajlarda yoğunluk yaşanan dönemlerde kolluk kuvvetleri ve belediye zabıta görevlilerince denetimler artırılabilir, yaz sezonu süresince Sahil Güvenlik Karadeniz Bölge Komutanlığı tarafından yüzme alanlarına yönelik sahil devriyesi görevleri icra edilebilir.
-İlave ambulans ve 112 istasyonu görevlendirmesi ile Ulusal Medikal Kurtarma Ekibi (UMKE) tarafından devriye planlaması yapılabilir.
-Sakarya Büyükşehir Belediyesi, Kaymakamlık ve Karasu Belediyesi tarafından hazırlanacak “Boyunuzu geçebilir”, “Çeken akıntı”, “Alkollü şekilde denize girmek risklidir”, “Yüzme bilmeden denize girmek tehlikelidir” ve “Dalgakıranlardan atlamak hayati tehlike taşır” gibi uyarıcı ibareler içeren broşürlerin; halkın yoğun olarak denize girdiği yerlerde dağıtılması sağlanabilir.
-İlçemizde imkanlar çerçevesinde paydaş kurum/kuruluşlara iş birliği içerisinde yüzme kursları/programları düzenlenebilir.
-Üniversiteler ve diğer paydaş kurum/kuruluşlar aracılığıyla kamuoyunda farkındalığı artırıcı panel seminer, sempozyum, çalıştay gibi etkinlikler düzenlenebilir çıktıları kamuoyu ile paylaşılabilir.
Karasu Belediyesi yönetimi ya Karadeniz’i tanımıyor ya da bu durumu da alkol yasağı gibi kendince bir fırsata çeviriyor. Alkol içilmesin, canlı müzik ve eğlence olmasın, bangır bangır müzikli arabalar gece yarısına kadar sahilde tur atsın, ATV’ler kumsalda insanları ezsin, gezilecek görülecek yerlerin temizlik ve bakım işlemleri yapılmasın, yol kenarına park eden araçlardan HGS üzerinden 40 TL haraç kesilsin, denize girilmesin ama Karasu turizm ilçesi olsun öyle mi?