Oğuzhan Kır'ın "Karasu Kanalı’nın açılması ve Arım’ın oluşumu" başlıklı köşe yazısı
Karasu ve Kocaali deltası, yaklaşık 1960’lı yıllara kadar neredeyse tamamıyla bataklıklardan oluşuyordu. Sakarya Nehri ve Maden Deresi, bugünkünden kat kat coşkulu akıyor, özellikle sonbahar ve kış aylarında taşarak neredeyse bütün ovayı sular altında bırakıyordu. Küçükboğaz Deresi ve çevresi ile Acarlar Gölü çevresi dev bataklıklardan ibaretti. Bu nedenle Karasu’nun denize yakın kesimlerinde herhangi bir yerleşimden söz etmek mümkün değildi. Bu vaziyet, ulaşımı engellediği gibi sıtma gibi hastalıkları da beraberinde getiriyordu.
Cumhuriyet’in ilk yıllarından itibaren hükümet, ülke genelinde sıtmaya savaş açmış, bataklıkların kurtulması için büyük bir mücadele içine girmişti. 1930’lu yıllarda “İzmit Sıtma ile Mücadele Heyeti” oluşturuldu. Bu heyet bütün Kocaeli Vilayeti’ni adım adım gezerek detaylı bir rapor hazırladı.
Rapora göre; Karasu’da 80 bin dönümlük büyük bir bataklık bulunuyordu. Aziziye ve İncilli’nin güneyinden kıyıya paralel şekilde 10 metre genişliğinde 2700 metrelik bir kanal açılması gerekiyordu. Böylece çevredeki bataklık suyu kanala dolacak ve Sakarya Nehri’ne akacaktı. Birkaç yıl içinde bölge kurutulduktan sonra arazi tarıma açılacak, İncilli ve Aziziye köylülerine ekip biçmeleri için verilecekti.
Karasu’nun (Küçük Karasu) içinden Küçükboğaz Deresi’ne kadar bir kanal daha açılacak ve bölge kurutulduktan sonra tarıma ve yerleşime açılacaktı. Kuyumculu içinden geçen Balıkla Deresi genişletilecek ve açılan kanallar dereye bağlanarak bölgenin kurutulması sağlanacaktı. Aynı işlem Kocaali altında da yapılacaktı. Alandere ve Caferiye bölgelerinde kanallar açılarak bölgenin tarıma elverişli hale getirilmesi sağlanacaktı.
Sakarya’nın batısında bulunan yaklaşık 10 bin dönümlük Koyunköprü ve Çiftlik Gölü bataklıkları kanallar ile nehre akıtılacaktı. Yuvalıdere ve Limandere ovasında bulunan 30 bin dönümlük bataklık, açılacak kanal ile Sakarya Nehri’ne akıtılacaktı. Böylece civar köylerin çektiği dertler son bulacaktı, sıtma bitirilecekti.
Karasu bataklıklarını kurutmak için yapılacak olan kanal çalışmaları, dönemin ulusal basınında geniş yer bulmuştur. Çalışmalar, Ulus Gazetesi’nin 26 Mart 1935 tarihli haberinde “Karasu bataklıkları kurutuluyor” şeklinde, Tan Gazetesi’nin 21 Ağustos 1936 tarihli haberinde “Karasu bataklığı büyük bir kanalla Sakarya Nehri’ne akıtılacak” başlığıyla, Cumhuriyet Gazetesi’nin 26 Ekim 1936 sayısında ise “Kocaeli Vilayeti’nde Sıtma Mücadelesi” başlığıyla duyurulmuştur.
Kanal çalışmalarına bölge halkı kazma kürek katılmış, seferber olmuştur. 1936 yılında açılan Karasu Kanalı sayesinde Karasu deltası kurutulmuş ve yerleşime açılmıştır. Kanallar her 10 yılda bir genişletilmiş ve günümüze kadar gelmiştir.
Kurutulan ovalarda tarım yapılmış, halk bu verimli arazilere tarım anlamına gelen ARIM ismini vermiştir.
Ulus Gazetesi, 26 Mart 1935.
Tan Gazetesi, 21 Ağustos 1936.
Cumhuriyet Gazetesi, 26 Ekim 1936.
Karasu Kanalı, günümüzden bir görünüm.