Ali Keskinsoy'un "Hangi sadaka daha faziletli!" başlıklı köşe yazısı

Muhteremler; Peygamberimize (s.a.v) bir adam geldi dedi ki, “Ya Resulallah; hangi sadaka daha üstündür izah eder misiniz? Ben sadaka veriyorum ama en faziletlisi vermek istiyorum. Ne buyurursunuz?”

Efendimiz Aleyhisselam buyurdular ki; “Sadaka verdiğin zaman; bir sağlıklıyken sadaka ver. Hasta olduğun zaman gönlün kırık olduğu zaman zaten veresin gelir, duyguların artık yoğunlaşmıştır, ölüm yoluna koyulduğunu hissedersin, ama sağlıklıyken parayı her türlü harcama imkanın varken, veriyorsan o çok faziletlidir. Üzerinde cimrilik var, hiçbir şey veresin gelmiyor, buna rağmen zorlayarak verdiğin sadaka en üstündür. Fakirlikten korktuğun anda, endişe ettiğin anda verdiğin sadaka en önemli sadakadır, en faziletli sadakadır.”

Yani ne demek; “Sıkıntılarım var ödemelerim var ama bir tarafta da çok gariban birisi var, ben buna verirsem kendim sıkıntı yaşayacağım. Şu an işim yok gücüm yok, işler kötü, ekonomik darlıktayım” dediğin zaman verilen sadaka en faziletlidir.

Tamda bizim vermediğimiz zamanları anlatıyor değil mi? Resulullah (s.a.v).

Birde; zengin olma ümidinin olduğu zamanlarda vermendir.

Ne demek? Yani para biriktiriyorsunuz, ev alacaksın araba alacaksın, imkan sahibi olacaksın böyle bir hedefin var, araba alacaksın ev alacaksın iş yeri alacaksın şudur budur, böyle hedeflerin olduğu zaman verdiğin sadaka en üstün sadakadır.

Yani özetleyecek olursak muhteremler;

Peygamberimiz (s.a.v) bize şunu ifade etmiş oluyor, en faziletli sadaka en faziletli ibadet, sizin en fazla zorlanarak verdiğiniz sadaka, en fazla zorlanarak yaptığınız ibadettir.

Yani; bir ibadette ne kadar fazla sıkıntı varsa ne kadar fazla meşakkat varsa, kazancı o kadar oluyor.

Allahuteala yaptığımız ibadetlerde zorlanmadan dolayı bize ekstra olarak ücret veriyor.

Efendimiz (s.a.v) devamında çok önemli bir şey daha buyuruyor;

“Ey adam, sakın ha sadakayı ihmal etme. Can boğaza geldiği zaman şöyle dersin. ‘Benim şu malım falanca oğlumun olsun, falanca malım şunun olsun’ diyeceğin zaman, zaten sen demesen de o iş olacak. Sen zaten dünyadan gidiyorsun, artık o iş bitmiş, o zaman gelmeden sağlıklıyken, imkanın varken, nefsini ez sadaka ver en üstün sadaka odur” buyuruyor Peygamberimiz (s.a.v).

Ölmek üzere olan veya öldükten sonraki kişileri Allahuteala Kur'an'da anlatırken şöyle yalvardıklarını anlatıyor;

“Ey rabbimiz, beni yakın bir zaman dünyaya gönderir misin? Sadaka verip Salih adam olayım diye.”

O zaman gelecek. O zamandan önce sadaka bol bol verelim muhteremler. Evimizde bir zarf olsun, her gün mutlaka oraya bir şey koyalım, sonra biriktiği zaman bir fakire bir garibana vermiş oluruz.

Hayatımızın her alanına tesiri olan bir şeydir sadaka vermek.

Allahuteala bizi nefsimizin cimriliğinden kurtarsın.