Ali Keskinsoy'un "Üç kişinin duası kesin kabul olur!" başlıklı köşe yazısı
Değerli kardeşlerim; Ebu Davud ve Tirmizi'nin rivayet etmiş olduğu hadis-i şerifte, Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyuruyor;
Üç dua vardır ki bunlara mutlaka icabet olunur. Bu konuda hiç şüphe yoktur.
Kesinlikle üç kişinin duasına Allah icabet eder.
Hangi duası? Hem lehte yaptığı dua hem de aleyhte yaptığı dua. Yani dua etmesine de Allahuteala icabet eder beddua etmesine de icabet eder, son derece dikkat etmek lazım.
Peki kim bunlar?
Birincisi; Zulme uğrayan kişinin duası.
Zulme uğrayan birisini gördüğümüz zaman yardım etmemiz gerekiyor. Zulmedeni engellememiz gerekiyor. Ona yardımcı olmamız gerekiyor ki, o anda bize “Allah senden razı olsun” duasını almış olalım.
Aynı zamanda, hiç kimseye asla zulmetmemeliyiz. Zulüm ettiğimiz anda o kişi Allah'a elini bir açarsa hayatımız perişan olabilir, hiç kimseye zulmetmeyeceğiz, mazlum birisini gördüğümüz zaman duasını almanın gayretinde olacağız.
İkincisi; “Sefere çıkan, yolculuğa çıkan kişinin duası da makbuldür” buyuruyor Peygamberimiz (s.a.v).
Hele hele bu sefer, Allah için çıkılan bir seferse. Hacca gidiyor, Umre’ye gidiyor, emribilmeğrufa gidiyor, akrabasını ziyarete gidiyor, anne babasını ziyarete gidiyor, hele hele bunların duasını mutlaka almak lazım. Böyle insanlardan istifade etmek lazım.
Üçüncüsü de; Babanın çocuğuna yaptığı dua.
Buradaki Valid ifadesi; anne, babayı içine alır diyen alimlerimiz de vardır. Anne, babanın duasını almak lazımdır, anne, babanın bedduasından da kaçınmak lazımdır.
Değerli kardeşlerim; bizim dünyaya gelişimizde vesile anne, babamızdır. Hele hele annemiz bizim için çok fazla sıkıntı çekmiştir.
Ahkaf Süresi 15.ayette Allah buyuruyor ki; anneniz sizi çok büyük sıkıntılarla 9 ay taşıdı, çok büyük sıkıntılarla dünyaya getirdi. Uykusunu feda etti sizinle çok uğraştı. O ihtiyarladığı zaman, o yaşlı duruma düştüğü zaman, siz niye aynı sevgi ve merhameti göstermiyorsunuz?
Anne babamızın duasını almak için yarışmak lazım.
Efendim niye hep ben falanca şu, bu, bırakalım bunları, biz kazanmanın derdinde olalım.
Hep nefis öyledir, ama işte efendim şu şunu yapmadı, şuna şunu yaptı, gerek yok, onlar kendileri yanlış yaptıysa kendilerini ilgilendirir, biz kazanmanın derdinde olmalıyız değerli kardeşlerim.
Hz. Ebu Hureyre'nin güzel bir uygulaması varmış;
Her gün annesinin kapısına gider, “Ey ben küçükken beni terbiye eden güzel annem, Allah sana merhametiyle muamele eylesin.”
Annesi de; “Ey büyüdüğü halde gelip hatırımı soran, bana yardım eden evladım, Allah sana rahmet eylesin” diye böyle karşılıklı güzel bir duaları varmış.
Allahuteala özellikle mazlumun, bir de anne babamızın bedduasını almaktan hepimizi korusun muhafaza eylesin.