Ali Keskinsoy'un "Ramazan’a hazırlık için bazı görevler" başlıklı köşe yazısı

Ramazan-ı Şerif'e yaklaşırken bazı hazırlıklar yapmalıyız. Peygamber Efendimiz (sav) de böyle yapmıştır. Ramazan-ı Şerif, "on bir ayın sultanı"dır; onun gelişine hazırlanmalıyız.

Peygamber Efendimiz (sav) iki ay öncesinden, (Allah'ım, Recep ve Şaban aylarını bizim için bereketli kıl ve bizi Ramazan'a ulaştır) duasıyla başlamıştır.

Dolayısıyla, Ramazan-ı Şerif'in yaklaştığı şu günlerde hazırlık yapmalıyız. Ramazan-ı Şerif geldiğinde Peygamber Efendimiz (sav) insanları müjdeleyerek çok değerli ve kıymetli bir aya gireceğimizi, bu ayın feyzinden mahrum kalmanın her şeyden mahrum kalmak gibi olduğunu belirtmiştir.

Birincisi: Sevinmeliyiz, ancak aç kalacağız, teravih namazı kılacağız ve zorlanacağız. Münafıklar, bir ayet indiğinde birbirlerine, (Hanginizin imanı arttı?) diye sorarlardı (Tevbe 9/124).

Ancak, (İman edenlerin ise imanı artar ve onlar sevinirlerdi) (Tevbe 9/124). Ayetlerin inmesi, Ramazan-ı Şerif'in gelmesi, müminlerin imanını artırır ve onları sevindirir.

Bir pazarcı düşünün; senede bir gün pazar çok kalabalık olur ve daha fazla çalışması gerekir. Zorlanır mı? Hayır, çünkü kazancı çoktur. Biz de oruç ve teravih namazıyla zorlanacağız, ancak çok şey kazanacağımız için sevinmeliyiz. Elhamdülillah, Ramazan-ı Şerif geliyor diyeceğiz.

İkincisi: Ramazan-ı Şerif'e ulaştığımız için şükretmeliyiz. Ramazan'ın farkında olmayanlar da var.  "Hamdolsun, Ramazan-ı Şerif'in feyzine ve bereketine vakıfım, güzel geçirmeyi nasip et" diye dua etmeliyiz. "Ben Ramazan'ı çok iyi geçiririm" dememeli, şeytandan Allah'tan yardım istemeliyiz.

Üçüncüsü: Halis niyetle güzel bir program yapmalıyız. Teravih namazını asla ihmal etmemeli, özellikle ilk teravihe katılmalıyız. Sahurdan sonra camiye gitmeliyiz. "İşe gideceğim, yatmam lazım" dememeli, akşam erken yatmalıyız. Şeytan akşam yatarken hesap yaptırmaz, ancak sabah namazına kalkarken "yetişir miyim?" diye düşünmemize neden olur.  Uyanık olmalı ve sabah namazını camide kılmaya çalışmalıyız.

Güzelce tövbe etmeli, Ramazan-ı Şerif'e temiz girmeye çalışmalıyız. Namaz kılmayanlar, şimdiden namaz kılmaya karar vermelidir.

Kıymet bilmeliyiz. Peygamber Efendimiz (sav), güzel namaz kılmayı sorana, "Dünyaya veda eden son namazını kılan kişi gibi namaz kıl" diye tavsiye etmiştir. Biz de "Bu benim son Ramazanım olabilir" diyerek güzel bir niyetle yaklaşmalıyız.

Oruç ve Ramazan ile ilgili hükümleri öğrenmeliyiz. Bir ilmihalden kolayca öğrenebiliriz. Selef-i Salihler, Ramazan'dan önce ulaşmayı, Ramazan'dan sonra da Ramazan'dan razı olmayı dua ederlermiş.

Normalde sünnetlerle farzlar kıyaslanamaz, ancak Allah Teala Ramazan-ı Şerif'te farzların sevabını 70 kat, sünnetlerin sevabını da farz sevabı kadar verir. Her anı çok değerlidir. Şimdiden hazırlanalım ve Ramazan-ı Şerif'i dolu dolu geçirmeye çalışalım.

Allahutaala, sağlık, sıhhat ve afiyet içinde Ramazan-ı Şerif'e ulaşmayı hepimize nasip etsin. Rabbim, Ramazan-ı Şerifimizi hayırlı ve mübarek eylesin.