Ayşenur Elmacı'nın "Mutluluklarınıza kurşun sıkmayın" başlıklı köşe yazısı

Sakarya’da ve ilçelerinde bu yıl yorgun mermi yüzünden can kayıpları yaşandı. Bakıyoruz kimseden de ses çıkmıyor.

Yaşanılan olayların önüne geçebilmek amacıyla kaymakamlık, belediye gibi ilgili birimler uyarı amaçlı açıklama yapmayı ne zaman düşünüyor?

Muhtarlarımızla birlikte bu zamana kadar kaç bilgilendirme toplantısı yapıldı?

Sorumluluk bölgesinde kaç broşür dağıtıldı ve belirli noktalara kaç afiş asıldı?

Düğün merasimlerinde silahla ateş etme konularını daha detaylı anlatılması ile ilgili herhangi bir çalışma yapılıyor mu?

İnsanların bir anlık keyfiyeti sonucu başka yaşamlara son verilmesini engellemek ve silah atma olaylarına karşı farkındalık oluşturmak için yöneticilerimiz ne yapıyor?

“Mutluluğa kurşun sıkma geleceği karartma” sloganı ile magandalığın önüne geçilmelidir.

Özellikle sevincin, coşkunun paylaşıldığı düğün, nişan, asker gönderme ve benzeri etkinliklerde havaya sıkılan her kurşunun mutlaka geri dönüşü olacağının unutulmaması gerektiğini belirten bir öğretici yazı hangi yönetimimiz yaptı?

Yorgun mermi olarak tabir edilen her merminin henüz hayatının baharında olan yavrularımıza, birlikte yaşadığımız komşularımıza zarar vereceğini, hayatlarını söndürüp başka insanların hüznüne sebep olabileceğini unutmamalıyız.

Doğrudan veya yorgun mermi isabeti nedeniyle en mutlu günlerin en kötü günlerden birisi haline gelmemesi için tüm vatandaşlarımızı daha duyarlı olmaya ve “mutluluğa kurşun sıkmamaya davet ediyorum” diyerek vatandaşlarımızı uyarmak ilk önce siz yöneticilerimizin görevi olduğunu bilmenizi isterim.

KARASU’NUN SU SORUNU DEVAM EDİYOR

Yaz aylarının başlaması ile birlikte Karasu’nun birçok mahallesinde su sorunu, ilk sorun oluyor desek abartmış olmayız.

Hele ki yaz aylarında, hemen hemen her vatandaşımızın bahçe işlerinin yoğun olduğu zamanlar da su sıkıntısı yaşaması ciddi anlamda vatandaşları zor durumda bırakıyor.   

Hemen hemen her yaz ayında bu sıkıntılarının yaşanması muhtar ve vatandaşları da karşı karşıya getiriyor.

Hafta içi sosyal medya hesabımda bir muhtarımızın “…….. mahallesi halkına duyurulur, ana boru patlamıştır. Gündüz 11’de yapılmıştır. Su seviyesinin yükselmesi gerekmektedir. Ondan dolayı su biraz geç gelecek. Herkes bir şey söylemesin” diye yazıvermiş.

Son cümleye kadar herhangi bir problem yok.  “Herkes bir şey söylemesin”  cümlesi muhtarın aslında isyan etmesini yazıya dökmesi gibi oldu.

Üslup doğru mu? derseniz bence doğru değil. Herkes bir şey söylemesin demek aslında kendinin elinden de bir şey gelmiyor sürekli beni aramayın demek. Bunu uygun bir dille anlatamamış sadece.

Su sorunu yönetici, idareci sorumsuzluğuyla birlikte devam ediyor desek daha doğru olur. Kırıcı oluyor derseniz de sizin kadar değil desem herhangi bir sorun olmaz diye düşünüyorum.

Aramayın bu işler için muhtarlarınızı.  Herkes kendi başının çaresine baksın. Kendileri yönetici değiller, tüm gün takım elbise ile gezenleri rahatsız etmeyin. Siz temizlenmek için gece on iki, birleri bekleyin.

Tüm gün tarlasında, fındıklığında ter döken vatandaşın akşam eve geldiğinde banyo etmek istemesi kadar doğal bir şey yok.

Gerçekten insanların sıkıntılarını, dertlerini bu üsluplarınızla daha da zorlaştırmayın.

Vatandaşın dertlerini, sıkıntılarını dinlemeyecek, çözüm önerisi sunamayacaksınız o yapıştığınız koltuklarınızı bu görevi daha iyi yapabilecek olanlara bırakmanızı dilerim.

Su sıkıntısı her yaz ayında yaşadığımız bir sıkıntı. Yetkililerin ve yöneticilerin, bu sıkıntıyı kurdukları cümlelerle daha da ileri getirmemesini dilerim.