Remzi Akbaş'ın "İnsanlığınız batsın" başlıklı köşe yazısı

Dünya var olduğu zamandan beri sürekli çatışmalara sahne olmuştur.

Nasıl ki hayvanların içinde içgüdüsel yaşamsal bir egemenlik duygusu oluşuyorsa, insanların da buna benzer egemenlik duygusu vardır.

İnsanlık bir taraftan çevresel atık ve kirli enerji ile dünyayı yaşanmaz hale getirirken, bir taraftan da sınırların genişletilmesi yönünde emperyalist emellerini uygulamak için savaşıyor ve milyonlarca insan ırkı yok ediliyor. Bu savaşlar sırasında doğal olarak hayvan ve bitki türleri de yok oluyor.

Henüz Rusya ile Ukrayna arasında yapılan savaşın olumsuzlukları gündemde dururken şimdi de İsrail-Hamas arasında yaşanan savaşın bölgemizdeki olumsuz etkisini görmeye başladık.

Biliyorsunuz hemen yanı başımızda İsrail'in Gazze'ye 7 Ekim'den itibaren başlattığı orantısız saldırı sonucu 9 bine yakın Filistinli hayatını kaybetti. Hayatını kaybedenlerin 3 bin 500’e yakınının çocuk olması vahşetin ne derecede büyük olduğunu gösteriyor.

İlk saldırının Hamas tarafından gelmesi İsrail'in bu denli vahşete varan karşılığını haklı kılmıyor. Öyle ki İsrail sanki bir devlet değil, kana susamış bir terörist gibi davranıyor.

İsrail'in saldırıları karşısında 1 milyon 400 bin Filistinli de yaşadığı yerleri terk etmek zorunda kaldı. Kısaca burada devlet terörü uygulanıyor.

İsrail tarafından da bin 500 civarında asker sivil hayatını kaybetti. Elbette bu kayıpların da olmasını insani değer açısından üzüntüyle karşılıyorum. Keşke olmasaydı ama savaş ortamında canların ne yazık ki bir değeri olmuyor.

21.yüzyılda yapılan bu savaş nedense Rusya ile Ukrayna arasında yapılan savaştan çok daha şiddetli oldu. Şiddetin boyutu masum çocukların ve yaşlıların ölümüyle doruğa çıktı.

Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısını "Vahşet" olarak gören ve Rusya'ya karşı ambargolarla tepki veren Batı dünyası nedense İsrail'in vahşetine sessiz kalıyor hatta destek veriyor. ABD ve İngiltere savaş gemilerini, uçaklarını, askerlerini "İsrail'in yanındayız" mesajıyla bölgeye gönderiyor.

Sözde Birleşmiş Milletler (BM)'in cılız "Ateşkes" çağrısı da karşılık bulmuyor.

Peki Arap dünyası ve Müslüman ülkeler bu savaşın neresinde?

Neden ırkları ve aynı inançtan kardeşlerini yalnız bırakıyor?

Sadece "Kınamak ve gösteri" toplantıları yapmak bu savaşı durdurur mu?

Çocukların, bebeklerin yaşlı kadın-erkek masum insanların ölümünü durdurur mu? İş işten geçtikten sonra mı harekete geçilecek?

Filistin, 15 Kasım 1988 tarihinde bağımsızlığını ilan eden bir ülkedir. Filistin'in bağımsızlığı 3 Ağustos 2018 tarihinden itibaren 193 Birleşmiş Milletler üyesi devletten, 138'i tarafından tanınmıştır. 2012'den beri Birleşmiş Milletler'de üye olmayan bir gözlemci devlet statüsündedir.

İyi de Hamas kimdir?

Hamas (İslami Direniş Hareketi), Filistin Ulusal Yönetimi'nde seçimle belirlenmiş Filistin Parlamentosu’nda çoğunluğu elinde tutan Filistinli paramiliter örgüt ve Sünni İslamcı siyasi partidir. Hamas'ın Haziran 2007'de Gazze Şeridi'ni ele geçirmesinden bu yana Gazze Şeridi'nin yönetimi Hamas tarafından yürütülmektedir ve bu yönetim genellikle Gazze'deki Hamas hükümeti olarak anılmaktadır. Saldırı her ne kadar Gazze'ye Hamas güçlerine karşı yapılıyorsa da bunun bedelini tüm Filistin ve bölge ödüyor.

Hamas, Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği'ndeki ülkeler ile bazı uluslararası topluluklar tarafından terör örgütü olarak ilan edilmiş.

İyi de Hamas'ın, birileri tarafından ister terör örgütü, ister kurtuluş ve mücahitler grubu olarak görülmesi, buradaki masum insanların ölümüne gerekçe olabilir mi?

Ey İsrail...

Ey Batı...

Ey dünya… şeklinde retorik sözlerin de hiçbir önemi yok!

Amerika'da veya başka ülkelerde Yahudiler'in ve Müslüman toplumların "savaşın durdurulması" yönünde yaptıkları protesto ve eylemlerin de bir önemi yok!

Dünyanın gözü önünde atılan bombalar bölgeyi daha da istikrarsızlığa ve terörizmin artmasına, daha çok masum insanların ölmesine yol açıyor.

Önemli olan bu!

Dünya devletleri insanlık adına vicdani, barışçı ve adaletli olarak bu savaşı durdurmak için gerekli müdahale ve arabuluculuk görevini acilen yapması gerekiyor.

Yoksa, bir planın parçası olarak savaşın devamı isteniyor ve buna sessiz kalınıyor da gereği yapılmıyorsa; o zaman İNSANLIĞINIZ BATSIN!