Remzi Akbaş'ın "Hani sahillerimiz halkındı?" başlıklı köşe yazısı

Hatırlıyorsunuz değil mi?

Kibar Holding'e bağlı Assan Alüminyum yetkilileri, 19 Kasım 2024 tarihinde Camitepe Mahallesi sahilinde Güneş Enerji Sistemi (GES) kurulmasına yönelik Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) bilgilendirme toplantısı düzenlemek istemişlerdi.

Ancak Karasu Belediye Başkanı İshak Sarı'nın çağrısı ile Sivil Toplum Kuruluşları, Siyasi Parti temsilcileri, muhtarlar ve vatandaşların karşı çıkmasıyla bu toplantı yapılamamış, görevli personel deyim yerindeyse tası-tarağı toplayıp çekip gitmişti.

Assan Alüminyum'un ardından şimdi de aynı lokasyonda Kuzuoğlu Su Ürünleri Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından "Somon ve Kalkan Balığı" üretimiyle ilgili havuz tesisleri kurulacağı duyuruldu.

914 bin 472 metrekarelik araziyi Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'ndan kiralayan şirket, buradaki 688 bin 619 metrekarelik alanda devasa balık üretim havuzları kurarak dolumunu da deniz kıyısından 2 kilometre açıktan beş adet boruyla çekecek, suyun kullanımından sonra da arıtılarak bir adet boruyla 1,3 kilometre mesafeden denize geri bırakılacağı öğrenildi. Bu 5 yıllık süreçte 400 civarında kişinin de istihdamı sağlanacak.

Şirketin Türkiye'de Adana, Sivas, Kayseri, Ordu, Trabzon, Rize, Artvin illerinde bulunan üretim tesisleri yanında Japonya, Rusya, Arabistan, Afrika ülkeleri, Kanada ve Amerika gibi birçok ülkeye de ihracatı bulunuyor.

Bu teknik bilgileri verdikten sonra merak edilen şudur:

İlgili firmanın kuracağı havuzlar başka İl ve ilçelerde genelde deniz ve göl üzerinde olmasına rağmen maliyetin daha fazla olacağı bilinen karada neden kuruluyor? Burada amaç balık üretmek mi, yoksa gelecek yıllarda başka bir projenin yolunu açmak mı?

Öte taraftan hiç dikkatinizi çekti mi bilmiyorum;

Assan Alüminyum'un kurmak istediği GES projesiyle ilgili belediyenin önderliğinde tepkisel birliktelik gösterenlerin nedense bu projeye karşı sessiz kalması size düşündürücü gelmiyor mu?

Firma yetkilileri proje kapsamında Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) sürecine yönelik halkı bilgilendirmek ve görüşlerini almak amacıyla 17 Nisan Perşembe (yarın) "Halkın Katılım Toplantısı" düzenleyecek.

Elbette bu toplantıda detayların şeffaf şekilde ortaya konulması bekleniyor. Bakalım halkın tepkisi nasıl olacak?

Balık üretiminin ülke ekonomisine katkısını bir yana bırakarak şu soruya da yanıt arıyorum.

Gelecek yıllarda bu lokasyon yapılaşmaya açılması halinde havuzların bulunduğu sahada faaliyet devam edilecek mi?

Şunu da ortaya koyalım ve iyice düşünelim:

Geçtiğimiz günlerde Belediye Başkanı İshak Sarı'nın "Sahiller Halkındır" sloganı ile duyurduğu "Sahil Projesi" müjdesi henüz tazeliğini korurken, 914 bin dönümlük bu kıyı sahilinin "Balık Üretme Tesisi" kullanımına verilmesi tezat yaratmıyor mu?

Karasu'ya yatırım gelmesin demiyoruz. Gelmesine gelsin de kıyı sahil şeridini bozacak yatırımlara da izin verilmemeli.

Daha net ifadeyle, "Bu kıyı sahili halkın değil mi?"