Remzi Akbaş'ın "Bu karar ötelenmeli" başlıklı köşe yazısı

5 yıl kadar önce "Sarı'dan dev proje" manşeti ile ilk haberi yapmıştım. Belediye Başkanı İshak Sarı ile yaptığım bilgi paylaşımında “Karasu kıyı kenar çizgisi” sınırları içinde kalan deniz sahili projesi büyük ilgi uyandırmış kimileri bu projenin gerçekleşmesinin mümkün olamayacağını söylemişti.

Bu süreci sürekli takip ettim ve yetkililerden aldığım birkaç ay önceki bilgide projenin yüzde 70'inin tamamlandığı, Cumhurbaşkanı tarafından onayın beklendiği söyleniyordu.

Başkan Sarı geçtiğimiz günlerde nihayet o imzanın atıldığını müjdeledi.

12 kilometreyi bulan kıyı şeridi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından "Riskli alan" ilan edildi. Karar, 15 Mart 2025 tarih ve 32842 sayılı Resmi Gazete'de yer aldı. Böylece Belediye Başkanı Sarı'nın eli hukuksal olarak güçlenmiş oldu.

Bu noktada projenin peşini bırakmayan ve ciddiyetle takip eden Karasu Belediye Başkanı İshak Sarı'yı tebrik ederim.

Projeye göre Yenimahalle, Aşağı İncilli ve Aşağı Aziziye kıyı şeridi içinde bulunan 675 metre karelik arsalar ile üzerinde gerek imar aflı tapulu ve bir kısmı ruhsata aykırı konut ve işyeri niteliğinde 150 civarında yapının tasfiyesi (yıkımı) yapılacak. Bunun sonucunda Denizköy Mahallesi lokasyonunda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından belediyeye devredilmiş 850 dönümlük rezerv alanda imarlı arsa takası öngörülüyor. İmarlı ve ruhsatlı yapıların da bakanlıkça değer tespitinin yapılıp kamulaştırması gerekiyor. Ancak burada önemli sorunlar ortaya çıkıyor.

Şöyle ki:

Birincisi, 1960'lı yıllarda vatandaşa satılan ve tapusu bulunan bu arsaların takası noktasında rızası olmayan hak sahiplerinin işlemi nasıl yapılacak?

İkincisi, yukarıda da belirttiğim gibi üzerinde gerek imar affı gerekse bir kısmı kaçak ve imar izni verilen yapıların kamulaştırma değer tespiti yapı sahipleri tarafından kabul edilecek mi? Takas yapılacak arsalar onların kayıplarını karşılayacak mı?

Üçüncüsü, birçok arsanın çok sayıda varislerine nasıl ulaşılacak ve bu varislerin noter tasdikli vekaletname işlemi yapılabilecek mi?

12 kilometreyi bulan deniz kıyı sahilinin temizlenmesi, daha başka kişilerce talan edilmemesi için alınan bu karar elbette ki çok önemli ve değerli buluyorum. Bu noktada tabi ki kamu adına büyük bir yarar sağlanacak.

Esasında geçmiş dönemlerden beri 3621 sayılı "Kıyı Kanunu ve Uygulama Yönetmeliği" ve 3194 sayılı "İmar Kanunu" hükümlerine göre bu lokasyonlarda yapılara izin verilmemeliydi.

Hatırlanacak olursa Karasu Sahil Park'ın batı ve doğu tarafında bulunan "Özsu Tesisleri" ile Büyükşehir Belediye tarafından yapılarak işletmeye verilen bazı beachler şikayetler üzerine yıkılmıştı. Ancak nedense yerine üzerinde kafeterya ile bazı spor ve oyun konsolları bulunan 25 dönümlük devasa beton park yapıldı. Yetmedi 32 evler tarafında da kumun üzerine beton park yapıldı.

Projenin onaylanması ile birlikte "öyle kolay değil" şeklinde düşünenleri şimdilerde tedirgin ve heyecanlı görüyorum.

Nedeni şu:

Belediye Başkanı Sarı yaptığı açıklamada, arsa ve yapı maliklerine bayram sonrası tebligat gönderilerek ticari işletmelere izin verilmeyeceğini ve yapıların terkinin isteneceği belirtildi.

Tamam da bu öyle kolay mı sanıyorsunuz?

Şöyle ki:

Bu konuda geçen yıldan beri hazırlığı bulunan çeşitli mal ve hizmetler satın alarak borçlanan bazı ticari işletmeler böyle bir kararı beklemedikleri için hazırlıksız yakalandılar. İşletmeleri bu sezon kapalı olursa borçları nasıl ödeyecekler ve bu işletmelerde çalışan onlarca kişinin işsiz kalması mağduriyet yaratmayacak mı? Ayrıca yapıların malzemeleri ve eşyaların nakilleri için  bu kısa sürede başka bir yapı bulabilecekler mi? Kısaca büyük ekonomik kayıp yaşanacak.

Bu arada 2 ay sonra yaz sezonu başlayacak. Buraya gelecek olan tatilciler yıkıntı molozların olduğu bir sahilden nasıl yararlanacak? Tuvalet ve diğer sosyal ihtiyaçları nasıl karşılanacak?

Bütün bu sorunlara "Beni ilgilendirmez. Herkes başının çaresine baksın" şeklindeki bir anlayış olmamalı.

O nedenle, hem ticari işletmelerin hem de ikamet gerekliliği nedeniyle konutlarında bulunanların süreç içinde bir çözüm bulmalarına fırsat tanımak üzere sezon sonuna kadar süre verilmeli, mağdur edilmemeli ve yıkım kararı ötelenmelidir.