Oğuzhan Kır'ın "Ruslar, Karasu’yu bombalıyor (1811)" başlıklı köşe yazısı:
Osmanlı Padişahı III. Selim, Eflâk ve Boğdan (Moldova - Romanya) voyvodalarını Rus yanlısı siyaset izledikleri için 1806 yılında görevden aldı. Voyvodaların görevden alınmasına kızan Rusya, General Johann (Ivan) Michelson komutasındaki 40.000 kişilik orduyu harekete geçirdi. Ruslar, 11 Kasım 1806'da Dinyester Nehri’ni geçerek Eflak ve Boğdan'a girdi. III. Selim 22 Aralık 1806 tarihinde boğazları kapattı ve Rusya'ya savaş ilan etti.
Bu sırada Napolyon Bonapart, Avrupa’yı kasıp kavururken Osmanlı Devleti de Rusya ile amansız bir mücadeleye tutuştu. İki taraf arasında 6 yıl boyunca hem Balkanların doğusunda hem de Karadeniz ve Ege’de devam eden savaşlar, Rusların mutlak galibiyetiyle sonuçlandı. Savaşta, Karasu Ayanı Silahşor Hacı Abdi Bey’e Batı Karadeniz Sahillerini savunma görevi verilmişti. Abdi Bey diğer yandan da Karasu halkı ile birlikte Tersane-i Amire ve Tophane-i Amire’ye lazım olan kerestelerin temini için mücadele ediyordu.
Savaş boyunca Sakarya Nehri Ağzı’ndan gemilere kereste ve tomruklar yükleniyor, liman ve tersanelere gönderiliyordu. Sakarya Ağzı’ndaki tomruk ve kereste nakliyesini durdurarak Türklere bir darbe daha indirmek isteyen Ruslar, Ağustos 1811’de birkaç gemiyi Sakarya Ağzına gönderdi. Gemiler nehir ağzından içeri girdikten sonra iskeleleri bombalamaya başladılar. Onlara karşılık vermek isteyen iki büyük Osmanlı kadırgasını ele geçirerek tayfalarını esir aldılar. Bu sırada iki Rus gemisi daha geldi. Nehrin her iki yakasında demirleyen tadilat halindeki tekne ve kadırgaları bombalayarak batırdılar. Ardından Kefken yakınlarındaki Dikili’yi de bombaladıktan sonra ufukta kayboldular.
Abdi Bey, bu dehşet olayı sadrazama bildirmek için bir gemi hazırlatarak İstanbul’a gönderdi. Sadrazam Kör Yusuf Paşa, durumu haber alır almaz hemen Padişah II. Mahmut'a iletti. Sultan Mahmut cevaben kaleme aldığı Hatt-ı Hümayununda, bu saldırının Osmanlı Devleti’ne yapıldığını, derhal gerekli önlemlerin alınacağını, Batı Karadeniz sahillerinin Osmanlı Devleti için hayati öneme sahip olduğunu belirterek Silahşor Hacı Abdi Bey'e gönderdi.
1812 yılında Napolyon Bonapart’ın Rusya üzerine yürümesiyle birlikte Ruslar, Osmanlı ile barış imzalamak zorunda kaldılar. Önemli askeri başarılar kazanmış olan Rusya, Fransız tehdidi nedeniyle ufak bir toprak kazancıyla yetinmek zorunda kaldı ve işgal ettiği topraklardan çekildi. Eflak ve Boğdan’daki Türk hakimiyeti bir daha sağlanamadı. Rusların desteğini alan Moldova ve Romanya halkı bağımsızlık mücadelesine başladı. Savaş sırasında Rusları destekleyen Sırplar, Osmanlı’dan ayrılmak için direniş başlattılar. Gürcistan’ı ele geçiren Ruslar, Çeskezya kıyılarına hücuma geçtiler…