Ali Keskinsoy'un "Pazartesi-Perşembe orucunun fazileti ve faydaları!" başlıklı köşe yazısı
Değerli okuyucularım; Peygamberimiz (s.a.v) pazartesi ve perşembe günleri oruç tutarmış, bizlere de bunu tavsiye edermiş.
Tabii bu orucu tutmak sünnettir. Kişiye çok sevap kazandırır, aynı zamanda Rabbimizin sevgisini kazanmamıza, Rabbimizin rızasına nail olmamıza vesile olur. Oruç aynı zamanda günahlara karşı cehenneme karşı da kalkandır, çok muazzam bir şeydir.
Ancak bu orucun tıbbi olarak da ciddi faydası olduğunu bilim adamları tespit etmişler. Bu konuyla alakalı hadis-i şerifler aynı zamanda bilim adamlarının söylediklerini sizinle paylaşmak istiyorum.
Değerli okuyucularım, Aişe validemiz diyor ki;
Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, pazartesi ve perşembe gün orucuna ehemmiyet verirdi o günleri önemser ve mümkün mertebe oruçlu olmaya gayret ederdi.
Yine Efendimiz Aleyhisselam buyuruyorlar ki; “Pazartesi ve perşembe günleri ameller Allah'a arz edilir. Ben oruçlu iken amellerim Allah'a arz olunmasını seviyorum, istiyorum bunun için oruç tutuyorum” buyurmuştur.
Yine Efendimiz Aleyhisselam'a, “Ya Resulallah özellikle pazartesi günleri niçin oruç tutarsınız” diye sorulduğu zaman, Efendimiz Aleyhisselamın, “Pazartesi benim doğduğum, dünyaya geldiğim gündür. Bana vahyin inmeye başladığı gündür, ben de bu nimetlere şükür için oruç tutuyorum” buyurmuştur.
Bazen soruyorlar, “Hocam doğum gününde pasta yemek, kutlama yapmak doğru mudur?”
Efendimiz Aleyhisselam doğum gününü oruçla kutlarmış bunu da öğrenmiş olduk.
Değerli kardeşlerim; pazartesi - perşembe oruçlarının özellikle sindirim sistemi ile alakalı hastalıklara ciddi şifa olduğunu Müslüman doktorlar söylüyorlar.
Ben bir doktor dinledim; birçok hastasının özellikle pazartesi ve perşembe oruçları vasıtasıyla şifa bulduğunu anlatıyor, hatta psikolojik sorunlar yaşayan kişilerin, cin gibi ruhsal sorunlar yaşayan kişilerin bile bu oruç sayesinde şifa bulduklarını anlatıyorlar.
Efendimiz Aleyhisselamın şu hadis-i şerifi vardır; “Şeytan sizin damarlarınızda kan gibi gezer açlıkla ondan korunun” buyuruyor. Peygamberimiz Aleyhisselam, bu ifadede buna ışık tutuyor.
Değerli kardeşlerim; Japon Bilim Adamı Yoshinori Osumi adında bir kimse, otofaji ile alakalı bir çalışma yapmış, 2016 yılında da Nobel ödülü verilmiş kendisine.
Nobel ödüllü Japon Bilim Adamı Yoshinori Osumi, insan vücudunun aç kalınca zayıf ve hastalıklı hücrelerin içindeki gereksiz parçacıkları yok etme programını keşfetti, hücrelerin kendi kendini sindirmesi olarak bilinen otofaji alanındaki çalışmaları nedeniyle 2016'da İsveç Nobel Vakfı tarafından Nobel ödülü verilen Japon Bilim Adamı yaptığı çalışmada, oruç tutmanın insan sağlığı üzerinde olan olumlu etkisini bilimsel olarak kanıtlamıştır.
Daha sağlıklı ve dinç bir yaşamın sırrı olarak, yaşlı hücrelerin yenilenmesinin en doğru yolunun oruçla mümkün olduğunu ortaya koyan ve tezini otofaji adını verdiği kuramıyla savunan bilim adamı Osumi, “Üç günlük oruçtan sonra vücudun bağışıklık mekanizması yeni akyuvar oluşumunu sağlıyor, vücut bağışıklık sistemini tamamıyla yeniliyor, bu konuda Müslümanların orucu adeta bir yenilenme programı olarak karşımıza çıkıyor” diyor.
Böylece erken yaşlanmanın önü tıkanıyor, otofaji oruç tutarken ya da açlık sırasında çok fazla çalışıyor, hücre enerji üretimini kendi iç imkanlarını kullanarak yapmaya çalışıyor. Ve tabii ki ilk olarak çöpünü ve petojen bakterilerini sindirerek temizliğe başlıyor diye devam ediyor. Böylece bu uygulamanın hem diyabet hastalıklarına hem de kalp hastalıklarına, birde erken yaşlanmanın önüne geçtiğini anlatıyor.
Bu programın daha faydalı olabilmesi için bir gün oruç tutmanın, bir gün yemenin daha uygun olduğunu söylüyorlar ki, biz bunu Davud Aleyhisselamın orucu olarak biliyoruz ki, Efendimiz Aleyhisselam Allah'ın “En çok hoşuna giden oruç budur” buyurduğunu da yine hadis-i şeriflerden öğreniyoruz.
Yine en azından, haftada iki gün bunu yapmanın, pazartesi-perşembe yapmanın açısından da ciddi faydaları olduğunu bizlere anlatıyor.
Özetleyecek olursak, pazartesi-perşembe günleri, özellikle kışın gündüzlerin kısa olduğu zamanda ihmal etmemeye çalışalım. Bu orucu tutarsak;
1- Resulullah'ın sünnetini işlemiş oluruz
2- Rabbimizin rızasına nail olmuş oluruz,
3- Cehenneme karşı kalkan olmuş olur oruç. Aynı zamanda günahlara karşı da bizim için kalkan olur,
4- Nefis terbiyesinde çok çok önemlidir.
Beşincisi, altıncısı diye devam edelim, parison şeker hastalığı kalp rahatsızlıkları gibi birçok hastalığa şifa olduğunu da söylüyorlar. Beynin güçlenmesine de yine vesile olduğunu, aynı zamanda sihir büyü gibi manevi hastalıklara da ciddi şifa olduğunu ifade ediyorlar.
Tabii şeker hastası olan kardeşlerimiz, diğerleri bunu doktoruna danışarak yapsınlar. Yani ben şifa bulacağım diye hemen yapmasınlar, yani çok ciddi zarar verir mi? Bunu da öğrendikten sonra yaparlarsa güzel olur.
Hulasa özetleyecek olursak; inşallah pazartesi ve perşembe oruçlarını ihmal etmemenin derdinde olalım, Resulullah bunları tuttuysa mutlaka birliği vardır. Çünkü onu eğiten Allah'tır. Vücudumuzun ne ile daha dinç olacağını, vücudumuza neyin daha faydalı olacağını da en iyi Allah bilir, Allah-u Teala Resulüne bunu telkit etmiştir. Resulüne bunu ilham etmiştir. Resulüne bunu bildirmiştir.
Bizler de Resulullah’tan öğrenmiş oluyoruz, hiçbir tıbbi faydası olmasa bile Resulullah yaptığı için yaparız, yine kazanırız.
► Allahutaala bizi kazananlardan eylesin…