Ali Keskinsoy'un "El Cebbar'a sığınış: Gazze'nin acısı ve ilahi kudret" başlıklı köşe yazısı
Gönlü yaralı ümmetin feryadı Gazze semalarında yankılanırken, mümin kalpler "Ya Rab, bu ne haldir?" nidasıyla inliyor. Ancak bu çaresizlik anında, inancımız bize yol gösteriyor: Arkamızda El Cebbar olan, kudreti sonsuz Rabbimiz var.
Bugün ki yazımızda Allah'ın güzel isimlerinden El Cebbar'ı anlamaya çalışırken, Gazze'de yaşanan zulmün dehşet verici manzarası zihinlerimizi kurcalıyor. Yıkılan yuvalar, yanan bedenler, yetim kalan çocuklar...
Nerede Allah'ın sonsuz kudreti, nerede merhameti diye soruyoruz. İşte tam bu noktada El Cebbar devreye giriyor. Bizim sınırlı aklımızın idrak edemediği ilahi hikmetler vardır. Bize düşen, O'nun bu ismine sığınarak sabretmek ve adaletine güvenmektir.
El Cebbar, hem Allah'ın mutlak otoritesini, her şeye gücünün yetmesini ifade eder; O dilerse olur, dilemezse olmaz. Hem de kırılan kalpleri onaran, mazlumun ahını yerde bırakmayandır. Bir annenin evladını toprağa verdiği acıda, Allah ona sabır ve huzur verir.
Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.v.) müminin her halinin hayır olduğunu müjdelemiştir.
Gazze'de şehit olan masum yavrulara Allah'ın rahmeti ve adaleti tecelli eder, onlar cennetin en güzel köşelerinde yerlerini alırlar. Tarih boyunca nice zulümler El Cebbar'ın tecellisiyle son bulmuştur. Unutmayalım ki Allah'ın Cebbarlığı, zalimce baskı kurmak için değil; hakkı yerine getirmek ve mazlumu ayağa kaldırmak içindir.
Gazze'de yaşananlar kelimelerle tarif edilemez. Okullar bombalanıyor, hastaneler yerle bir ediliyor, çocuklar cansız bedenlerle oynuyor. Annelerin feryatları, babaların çaresizliği yüreklerimizi dağlıyor.
Bazen "Neden Allah bu kadar zulme izin veriyor?" diye soruyoruz. Bu bir imtihan vesilesidir. Allah sabredeni sever, dua edeni işitir, mazlumu unutmaz. Kur'an-ı Kerim'de zalimlerin ve münafıkların acı bir azaba uğrayacağı bildirilmektedir.
Gazze'nin yiğit halkı, bu zorlu imtihan karşısında eşsiz bir sabır ve metanet örneği sergiliyor. Evleri yıkılsa da imanlarını yıkmamışlar, canlarını feda etseler de davalarından vazgeçmemişlerdir. Bu direniş, Allah'ın onlara bir lütfudur.
Onlar, "Sizden öncekilerin başına gelenler başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız?" ayetinin canlı örneğidir. Belki biz sadece acıyı görüyoruz, ama ahirette onlara büyük mükafatlar verilecektir.
Bugün Gazze'ye sadece bombalar yağmıyor; gıda ambargosu, internet kesintisi, dezenformasyon da bir savaş aracı olarak kullanılıyor. İnsanların dünyayla bağları koparılıyor.
Peki, biz bu vahim tablo karşısında ne kadar duyarlıyız? Çoğumuz sosyal medya ekranlarında vakit geçirirken, Gazzeli bir annenin feryadı yanımızdan sessizce geçip gidiyor. İşte tam da bu noktada, El Cebbar olan Allah'a sığınmalı, zulme sessiz kalmamalı ve mazlumun yanında yer almalıyız.
Sadece Gazze'de değil, dünyanın dört bir yanında zulüm gören kardeşlerimiz için de dua etmeli ve onlara destek olmalıyız. Unutmayalım ki zulüm kıyamet gününde karanlıklar demektir.
Filistin halkı direniyor, umutlarını yitirmiyorlar. Allah onların kalplerine metanet veriyor. Her gün ölümle burun buruna yaşasalar da imanlarından taviz vermiyorlar. Allah rahmeti yüz parça yaratmış, sadece bir parçasını yeryüzüne indirmiştir. İşte bu bir parça rahmet bile bu ümmeti ayakta tutmaya yetiyor.
Bu zorlu süreçte devletler ve askeri güçler diplomatik girişimlerde bulunmalı, ekonomik baskı uygulamalı, insani yardım koridorları açmalı ve hukuki süreçleri desteklemelidir.
Bizler de dua silahımıza sarılmalı, maddi ve manevi destek olmalı, doğru bilgileri yaymalı ve çocuklarımıza bu bilinçle yaklaşmalıyız. Unutmayalım ki, kim bir müminin sıkıntısını giderirse, Allah da onun sıkıntısını giderir.
Gazze'nin derdi bizim derdimizdir. Filistin'in acısı bizim acımızdır. Onlar bizim iman kardeşlerimizdir. Onların yanında durmak, ümmet olmanın gereğidir. El Cebbar olan Rabbimize sığındıkça, hiçbir güç bizi korkutamaz.
Dua ile yazıma son vermek istiyorum: Ya Rabbi! El Cebbar isminle sana sığınıyoruz. Gazze’deki mazlumlara yardım eyle. Yaralarını sar, sabır ver, metanet ver. Zalimleri kahreyle, planlarını başlarına geçir. Ümmeti Muhammed’i birlik içinde, güçlü eyle. Bize uyanık kalpler, duyarlı vicdanlar nasip eyle. Gazze’ye, Kudüs’e, tüm İslam beldelerine huzur getir. Bizi de senin yolunda hizmet edenlerden eyle. Amin!