Yerel tarih çalışmalarında yer adları oldukça mühimdir. Atalarımız, kendilerinden önceki toplumlara, yaşanmışlıklara, doğaya son derece ahlâki davrandıkları için zengin kültürel birikimi geleceğe yani bugüne aktarabilmişlerdir.
Günümüzde, Sakarya’nın Karasu ilçesine bağlı orta ölçekli bir kasaba olan Darıçayırı, tarihi oldukça eskilere dayanan önemli bir yerleşim merkezidir. Darıçayırı hakkında Devlet Arşivleri’nde birçok tarihi vesika bunuyor. Yayına hazır vaziyette bulunan ancak henüz basılmayan “Karasu’nun Tarihi ve Kültürel Mirası” adlı eserimizde, Darıçayırı hakkında pek çok belgeyi ele aldık. Şimdi bunlardan sadece bir tanesine göz atalım:
Darıçayırı Karyesi, 16. Yüzyılda Akyazı Kazası’na bağlı bir kasaba idi. Kasaba halkı vergi karşılığında donanma ve başkent İstanbul’un gündelik ihtiyaçlarını karşılaması için kereste ve odun keserek geçimini sağlıyordu.
Darıçayırı, Orhan Gazi zamanında fetih yoluyla Müslüman toprağı haline geldi. Osmanlı Devlet idaresi fetih yoluyla alınan toprakları Padişahlara, vezirlere, divan üyelerine, şehzadelere, beylerbeylerine, sancak beylerine “Has” olarak verirdi. Has’lar aynı zamanda yıllık geliri 100 bin akçeden fazla olan dirliklerdi.
16. yüzyıla ait bir Tapu Tahrir Defterinde Darıçayırı’dan Has olarak bahsediliyor. Prof. Dr. Enver Konukçu’nun tercüme ettiği defterde; “Akyazı’da kazaya ait Padişah hasları arasında Darıçayırı diye tanınan köy yakınından, Sakarya Suyu’nun deryaya koyulduğu yerde bir iskele hâsıl olup, resm-i gümrüğü Akyazı Kadısı marifetiyle beher sene mukataa verilmiştir”
Bu belgeden, bugünkü Yeni Mahalle civarında yani Sakarya ağzında Darıçayırı’na ait bir iskele bulunduğu ve buranın daima liman vazifesi gördüğü aşikardır. Odun ve keresteler bu iskeleden yükleniyordu. Karasu’daki tek Has, Darıçayırı’dır. Yani geliri en az yüz bin akçedir. Osmanlı döneminde 120 Akçe 1 altın ettiğine göre Darıçayırı’nın yıllık gelirini hesaplamayı değerli okuyucuya bırakıyorum.
Yerel tarih çalışmalarında insanlar tarafından en çok merak edilen konuların başında yer adları geliyor. Tam da bu noktada Darıçayırı’nın adının nerden geldiği konusunda tartışmalar devam ediyor. Bu ismin “darı” ve “çayır” kelimelerinin birleşiminden geldiği söyleniyor. Arşivler ise Darıçayırı’nın bir “hattâb” yani oduncu köyü olduğunu söylüyor.
Bu bilgiden hareket edecek olursak, bu adın, “dâr etmek” yani odun kesmekten geldiği tezi daha ağır basıyor. Dâr edilen odun ve keresteler Darıçayırı’nın içinden geçen “çay”a yani dereye atılarak Sakarya Nehrine çekiliyor, oradan da Karadeniz’e çıkartılıp kadırga ve kanyonlarla İstanbul’a gönderiliyordu.