Aybüke Yıldız'ın "Narin" başlıklı köşe yazısı
Ben hislerime güvenirim, aşk bana sarı laleler ile gelecek, zaman oldukça mühürleyici
Yine üşüyorum ama bu sefer sarılmana izin vermem. Kalbin nankörlükler ile dolu...
Acıyı sonuna kadar yaşamadan terbiye edemezsiniz.
Ben yirmi altı yaşımda en sevdiğim çiçeğin papatya değil sarı lale olduğunu öğrendim. Acılar sizi erdemleştirir.
Her yaşın hikayeleri vardır. Yirmi altı yaşımın hikayesinden biri olarak kalacaksın...
Merhametli insanları sevin, hayatınıza aldığınız insanlar gülümsüyor mu, insanlar kendine nasıl davranıyor ona bakın evet kendini seven etrafına da iyilikler bırakır.
Nasıl vicdanın rahat mı?
Hayatı kalbinize odaklı yaşayın.
Bencilikler ile dolu kalbim. Kalbimi tüketmelerine izin vermediğim için...
Egomu severim enerjimi çalmanızı engeller.
Şiir tek kişiye aittir.
Gökyüzü bana fısıldar, “İyileşiyorsun şair ve aşk sende.”
Kendinizden vazgeçmeyin. Aşk eylülde çiçekler ile gelecek.
Eylül ayı, kahve, kitap ve şiir kokuyor. Aşk şiirlerde…
Duymadığımız için affet bizi Narin evet sen ağlarken duymadığımız için affet bizi...
Çocuksun, kadınsın, kedisin ve ağaçsın o yüzden rahat rahat yaşayamazsın. Gençliğin heba olur helal kazanmak için ama boş beleş kağıtları taşıyanlar her daim haklıdır.
Giden gençliğim yirmi milyar kira ödemek için...
Şu an çocukluğum dertlerimi bilse hiç büyümezdi sahi ben o zamanlar parka giderdim korkmadan, kediler ve köpekler hüzünlü değildi…
İçimdeki saygı ve sevgi nerede? Neden hep duymuyorsunuz acıları neden neden neden
Bazen yazıp kalıyor şair…
Bu yazıyı yazmaya başladığımda Narin’den umutlu bir haber bekliyorduk ama kara yuvarlak bir çocuğu daha yuttu neden şövalyeler kapatmıyor akıllı insanları zindanlara evet akıllıları çünkü deli olmak normal bence ve deliler gerçekleri görür.