Aybüke Yıldız'ın "Bir kap mama ve kadın gücü" başlıklı köşe yazısı

Alışmak mıydı mesele yoksa özlemek mi?

Her şey değişir. Zaman oldukça oyuncu, bazen yadırgamak eylemi kalbimi hissizleştiriyor. Özlemiyorum ya da alışamıyorum.

Büyümek oldukça can meselesi.

Eşitlik cahillere öğretilmesi gereken bir kavramdır. Bakın öğretmek diyorum ezberletmek değil. Kadın toplumun en önemli organıdır. Kadın yoksa her şey manasız ve yetersizdir. İş hayatında kadını ezmeye çalışmak cahil işi evet açık açık yazıyorum hatta direk anlatıyorum kelimelerim ile oynayarak değil...

Aşk anlatacağım bu arada sadece her kadının maruz kaldığı psikolojik mobbingden bahsetmek istiyorum. Kaba bir tabir ile kadını ezmeye çalışmak oldukça ahmakça.

Güçlü, kendinden emin bir yönetici, personel, öğretmen, yazar veya herhangi bir iş dalında olan bir kadın çalışanın alt pozisyonunda çalışmak diğer cinse yük oluyor. Yaverlik konumu orada çalışmıyor maalesef.

Çalışan kadın hakkını alır. Yönetmek karakter meselesidir. Şimdi sizlere basit ama oldukça üzücü bir örneklenme verebilirim bu benim çok okumamı eleştiren yöneticim ile alakalı çünkü beni eleştirirken gayet gülümsüyordu. (Gülümsüyordu derken kibarlaştırdım bildiğiniz… gülüyordu.) daha sonra diğer çalışanlarına kitap okuyup iletişim gelişmesi sağlayın diyen bir zihniyetti.

Bazen gerisi boş der insan. Güçlü kalın hemcinslerim.

Atam istikbal göklerdedir dedi ve kadında o gökyüzünün kartalıdır.

Aşk mı desek şiir mi desek yoksa hisler mi? Şiirlerim vedasız kalıyor belki de çok sevdiğinden uzun süredir vedalar yazmıyorum. Aşk duymaktan öte resmetmek.

Aşk duymaktan öte şiirlerde kalmak, aşk duymaktan öte…

Aşkı bir sürü kavrama sığdırabilirim ama kalbimdekini anlatmak epeyce çocukçaydı. Her gün sokaklarda koşmak gibi.

Aşk şiirlerin manasız kalanı gibi. Şairden başkası çözemezdi o şiirleri değil mi albayım? Gün demli güneş karla karışık çocuklar masum.

Lütfen sokak hayvanlarını koruyup sevin.

Bir kap mama birazcık sevgi ama bir battaniye hatta bir yuva hepsi buydu iyilik meselesinin güzelliği.