Karasu sınırları içinde, Sakarya Nehri’nin kıyısındaki Hürriyet Köyü’nde bulunan Kel Paşa Tekkesinin 1500’lü yıllarda ahi şeyhlerinden Kel Ali Paşa lakaplı bir ahi şeyhi tarafından yaptırıldığı düşünülmektedir. Yapı, daha eski tarihlere de nitelendirilebilir. Orhan Gazi’nin komutanları Akçakoca, Karasu’nun doğusunu; Konuralp ise batısını fethetmiştir. Fethedilen bölgelere Türkmenler iskân edilmiş ve Orhan Gazi tekke ve camileri inşa edilmiştir. Kel Paşa Tekkesinin gerçekte bir Orhan Gazi Tekkesi veya Camii olduğu ve bu tarihlerde inşa edilmiş olabileceği de tahminler arasındadır.
Hürriyet köyünün gerçek adı Kel Köyü’dür. Adını Kelpaşa Tekkesinden almıştır. Anadolu kültürünü yoğuran ahilerin buluşma noktalarından biri olan bu dergâhtan talebeler yetişmiştir. Sakarya Nehri kıyısında, yemyeşil ağaçların arasında huzurlu bir ortamı bulunan tekke, çandı tekniğiyle inşa edilmiştir. Genel olarak Karadeniz kültürüyle yoğrulan Karasu’nun ahşap mimari üslubuna dair kadîm bilgiler veren bu eser, kereste ve tomrukların köşelerine derin çentikler açılan, birbirine geçmeli ahşaplardan oluşmaktadır. Birer yapboz parçası gibi geçme yerlerinden çivi kullanılmadan inşa edilen ağaçlar birbirini bırakmazlar.
Kel Paşa Tekkesinin 600, 800 hatta 1000 yıl önce yapıldığı gibi gerçekle bağdaşmayan söylentiler mevcuttur. Günümüze ulaşan eser yaklaşık 100-150 yıl önce inşa edilmiştir. Bu tarz ahşap eserler belli zaman aralıklarında yenilenerek günümüze ulaşırlar. Tekke, 2017 yılında Kocaeli Kültür Varlıkları Koruma Kurulu tarafından tescillenerek koruma altına alınmıştır. Tekkenin içine bilinçsiz kişiler tarafından lambri döşenmiş, estetik yapısı büyük ölçüde kaybolmuştur. Kocaeli Kültür Varlıkları Koruma Kurulu tekrar eski haline getirilmesi amacıyla çalışma başlatmış ancak hala harekete geçilememiştir.
Tekke hakkında efsaneler de bulunmaktadır. Zamanın birinde burayı yıkıp yenisini yapmak için gelen ustalar çatısını söküp gitmişler, bir gün sonra geldiklerinde çatının tekrar yerinde olduğunu görmüşlerdir. Bu olay birkaç kez daha tekrarlanınca tekkeyi olduğu gibi bırakmışlardır. Eserin haziresindeki 12 adet Osmanlı dönemine ait tarihi mezartaşı bu yapının tekke veya dergâh olduğu kanısını güçlendirmektedir. Haziredeki şâhidelerin çoğu talebedir. Şahidenin başlığından bu kişilerinden ulema (müderris, imam, müftü) sınıfına mensup olduğunu anlaşılmaktadır. Biri Kaymaslı Ali Beşe (ö. 1815) adlı bir askere aittir. Diğerleri ise köy eşrafından Kaymas, Manav, Kozoğlu ve Hacı Salih ailelerine ait şahidelerdir.