Uğur Büyük'ün "Guguk" başlıklı köşe yazısı

Her siyasi partinin içinde var olan bir türden bahsetmek istiyorum sizlere. Bu türü tanımlamaya çalışırken aklıma yaklaşık on yıl önce Yılmaz Özdil’in yazmış olduğu bir köşe yazısı geldi. Sizlere de alıntılamak istiyorum:

“Guguk kuşu. En tehlikeli, en sinsi kuş türüdür. Gözüne kestirdiği yuvanın etrafında dolanır, saksağan yuvası, ispinoz yuvası, ötleğen yuvası fark etmez, yabancı türlerin yumurtlamasını, kuluçkaya yatmasını bekler, uygun zamanı kollar, hedef aldığı yuva boş bırakıldığında, anında gelir, kaşla göz arasında bir yumurtayı yuvadan atar, kendi yumurtasını onun yerine yerleştirir, pırrr gider.

Yuvanın sahibi geri döner, kendi yumurtalarından birinin dışarı atıldığını, onun yerine kendisinden olmayan yumurtanın monte edildiğini fark etmez, kuluçkaya yatmaya devam eder.

Guguk yavrusu, kendisini oraya monte eden annesi kadar tehlikeli, annesi kadar sinsidir. Hangi yuvaya bırakılırsa bırakılsın, kabuğunu öbür yumurtalardan en az bir gün önce kırar, bir gün önce doğar.

Ve doğar doğmaz, uygun zamanı kollar, yuva boş bırakıldığında, ittirir kaktırır, öbür yumurtaları yuvadan dışarı atar.

Böylece yuvanın gerçek evlatları imha edilir, guguk yavrusu kendisine ait olmayan yuvanın tek mirasçısı olur.

Kandırdığı, yuvasına yerleştiği ananın şefkatini, fedakarlığını, besleme, koruma kollama, büyütme içgüdüsünü sömürmeye başlar. Vahametin farkında olmayan zavallı ana besler, besler, besler… Guguk yavrusu, kendisini besleyen anadan daha iri hale gelir.

Artık işi bitmiştir. Yuvaya ihtiyacı kalmamıştır. Ne yapar biliyor musunuz yuvayı dağıtır. Öyle gider.”

Siyasi partilere tavsiyemdir içlerindeki guguklara dikkat etsinler. Her dönem şekil değiştirip ortaya çıkarlar. Görevlerini tamamlayıp arkasına bakmadan giderler. Teşkilatlar, evlatlarıyla gugukları ayırt etmeyi öğrenmedikçe bu devran böyle sürüp gider.