Üniversite sınavına hazırlanan herkes tarih soruları için şunu bilir ki soruyu cevaplarken bildiğiniz tüm tarih bilgisine göre değil sadece sorunun verdiği çerçevede cevap verilir. Tarihi bir olayı yorumlarken ise o olayı içinde bulunduğu coğrafyaya, tarihe, ekonomik ve sosyolojik durumlarına göre yorumlamak gerekir.
1955 yılına gidelim. Ülkemizin özetini şöyle yapabiliriz;
Ülkede bazı ürünlerin bulunma krizi patlak vermişti. Araba vardı lastik bulunamıyordu, peynir vardı teneke bulunamıyordu, ilaç yoktu, karaborsacılık başlamıştı. ABD'den buğday ithal etmek zorunda kalmıştık.
Ülkenin tablosu yokluk ve yoksulluktu. Kesilen krediler, ağırlaşan borç ödemeleri, eriyen döviz rezervi ekonomiyi soluksuz bıraktı. Milli gelir düşmüş, enflasyon artmıştı. Seçim sonunda Menderes devalüasyon kararı aldı. Dolar 2,80 liradan 9 liraya çıktı. Halk hayat pahalılığı karşısında eziliyordu. 6-7 Eylül olayları sonucunda Menderes koltuğunu zor kurtarmış fakat 10 bakanı istifa etmek zorunda kalmıştı. Fuat Köprülü bu olaylar üzerine Menderes'i ağır bir şekilde eleştirerek kurucusu olduğu partiden istifa etti. Köprülü: "Kurucusu olduğum partiyi artık tanıyamıyorum. Adnan Menderes'i devirmek için iş birliği yapmak herkesin vatan borcudur." dedi.
Bir gecede onlarca yargıç emekliye sevk edildi, basın yasası ile basın susturuldu, muhalefet partilerinin faaliyetlerini denetlemek için komisyonlar oluşturuldu, toplantı ve gösterilere silahla müdahale etmeye başlandı, iki yüzden fazla gazeteci tutuklandı, üniversite öğrencilerine sert müdahalelerde bulunuluyordu ve sonunda üniversitelerde kapatıldı, gazetelere yayın yasağı getirildi.
Bu kronolojik sıraya göre 2021 yılına dönelim;
Dünyadaki üretim miktarı inanılmaz şekilde arttığı için artık bir ürünün bulunmama ihtimali yok diyebiliriz. Fakat alım gücü aynı oranda düştüğü için halk gene eziliyor. Sıvı yağ 80 lira, yumurta kolisi 30 lira, 8-10 lira sebze meyve kilosu, televizyonlar 5.000 liradan başlıyor, en ucuz sıfır araç 170.000 lira, ev fiyatları 250.000 den başlıyor saymakla bitmez.
Ülkenin merkez bankasının rezervi eksi 55 milyar dolar civarı swap anlaşmalarını da kattıkları için yani başka ülkelerden alınan borç paraları da kasadan sayıp artıdaymış gibi bir rakam açıklıyorlar bu doğru değil. Asgari ücret 2.800₺, dolar kuru 9,60, Euro 11,20, akaryakıtın pompa fiyatı 8 lira, lpg 5,5 lira civarında geziyor. Son bir iki yılda doğalgaza 25 defa, akaryakıta 17 defa, elektriğe 5 defa zam yapıldı.
İthal etmediğimiz bir tarım ürünü kalmadı diyebiliriz. Ayçiçeğinden, mısıra, fasulyeden, buğdaya, arpadan, samana, mercimekten, nohuta, sarmısaktan, vişnesine, karnabaharına, pirinçine kadar daha onlarca tarımsal ürünü yabancı ülkelerden satın alıyoruz.
AKP’den ayrılan kurucu üyelerin eleştirilerine bakın partinin ne duruma dönüştüğünü daha iyi anlayacaksınız. Yola çıktıklarından yanında kaç kişi kaldı? Hepsi hain, adam satan, dava adamı olmayan vs. insanlar mıydı?
Balyoz ve Ergenekon davaları ayağına onlarca general zorla emekli edildi ya da tutuklandı. Fettullahçı hâkimler, savcılar, askerler kritik mevkilere getirildi. Birçok rektör ataması siyaseten yapıldı. Sonra Hoca Efendi dedikleri Fetö olunca bunların tekrar tasfiye edilmesi süreci yaşandı. Onlarca belediyeye kayyum atandı. Tutuklanan gazeteciler, siyasetçiler, emekli askerler, bitmek bilmeyen şehit haberleri ve ekonomik tablonun endişe verici durumu. Siyasi tarihi inceliyoruz. 66 yılda yaşananların ülkenin içinde bulunduğu durumun bu kadar benzerlik göstermesi çok üzücü.