Muhsin Turhan'ın "Şiddet!" başlıklı köşe yazısı
Ne kadar olağan hale geldi değil mi? Her gün şiddetle yatıyor, şiddetle kalkıyoruz! Televizyonu açıp haber dinlemek istemiyor insan. Ailede şiddet, işyerinde şiddet, öğretmenlere şiddet, doktorlara şiddet, okulda şiddet, taksiciye şiddet, taksici şiddeti, çocuklara şiddet, eşlere şiddet, hayvanlara şiddet, statlarda şiddet, sokaklar da her gün şiddet!
Enteresan; geçen gün bir polis memuru iki amirini birden vurarak öldürdü! Annesini öldürdü, babasını öldürdü, eşini ve çocuklarını öldürdü…
Toplum olarak iyice zıvanadan çıktık. Bir yılda TÜİK verilerine göre 60 milyon depresyon hapı kullanan insan varmış! Yediden yetmişe psikolojimiz bozuk. Birisine dokunsan içinden canavar çıkıyor!
Korkuyoruz! Gerçekten çok korkuyoruz. Çocuklarımızın geleceğinden… Akşamları bir mekana girip oturmaktan. Sokaklarda dolaşmaktan. Çılgının biri rastgele ateş edebilir. Çılgının biri delicesine arabasını üzerimize sürebilir. “Hey dikkat et!” dediğinizde levyeyi kapabilir. Ya da siz ailenizi korumak için her an katil olabilirsiniz!
Geleceğimizden korkuyoruz. Gençlerimizin haline üzülüyoruz. İnsanların durumuna üzülüyoruz. Düşünmemek, üzülmemek mümkün değil. Bunlar bizim insanlarımız! Yakınlarımız, evlatlarımız.
Bir şeyler yapmalıyız. Bir araya gelip çare üretmeliyiz. Bunun için her yerde sivil toplum kuruluşları oluşturup gençlerimize, ailelere seminerler vermeliyiz. Çocuklarımıza şiddet hakkında psikologlar eşliğinde seminerler vermeliyiz. Kitap okumayı özendirmeliyiz. Bunlara daha fazla geç kalmadan başlamalıyız!
Bu gidiş hiç iyi değil. Bir an önce başlamazsak… Şiddet bizi de bulabilir.
Rabbim halkımızı korusun.