Sultan Güner'in "Sağlık hakkında" başlıklı köşe yazısı
Her şeyin başı sağlık diyoruz da sağlığımıza katkısı sonsuz olan bazı sebze meyvelerin kabuklarını bilemediğimizden ÇÖPE atıyormuşuz!
(Yazının sonunda gözden kaçmasın ve konuya yakın bir çalışmamın linkini buraya bırakıyorum https://youtu.be/oDGFR4weX0k izlemeniz dileğimle)
Tarım ilaçlarından uzak ve GDO’suz sebze ve meyvelere ulaşmak ilk hedefimiz olsun da aldığımız soğanın attığımız kısmı da şifa deposu olduğunu bir süre önce öğrendim. Birçok yemeğimizi onsuz yapmıyoruz ve kabuğunu çöpe atıyorduk. Kabuğunun çok faydası olduğunu duymayan arkadaşlar olduğunu çevremdeki tepkilerden biliyorum, bu hafta bunu yazmak istedim.
Soğan kabuğu faydaları: Soğanın kendisi zaten başlı başına sağlık mucizesi. Kabuğu ise bakın ne kadar faydalıymış! Boğaz hastalıklarına etkisi olup, temizlik sağlıyormuş. Ağız ve diş sağlığına katkısı, antibiyotik özelliğe sahip kötü bakterilerle savaşıyormuş. Bağırsakları çalıştırma etkisi ve vücuttaki ödemi atmasına yardımcı olurmuş, hücreleri yeniliyormuş. Yara ve sivilceleri iyileştirip cilt sağlığı konusunda tedavi edici özellikleri varmış. Uykuyu düzenliyormuş. Böbrekleri temizlermiş! Böbrek taşı, kum engelleyicisi olarak kullanılabilirmiş. Enfeksiyon, solunum, idrar yolu enfeksiyonlarına karşı iyileştirme özellikleri varmış. Antioksidan özelliği de olan soğan kabuğu zayıflamada da etkiliymiş. Saçlara bakım kürleri yapınca iyi geliyormuş. Çiçeklerin köküne, soğan kabuğunu suda bekletip dökülürse çiçekleri coşturduğu söyleniyor. Daha ne yapsın soğan kabuğu!
Kabukları sıcak suda bekletip ya da kaynatıp öyle tüketme tarifleri internet sayfalarında mevcut…
Bu kadar özelliğini okuyunca kendime şöyle bir pratik yol buldum. Yemeklere doğramaktan zaten pek hoşnut değildim. Öncelikle tabii ki yıkıyorum. İlk yaprağının temizliğinden emin değilsem onu ayırıyorum. Sonra soğanı kabuğuyla birlikte dörde bölüp, yemeklere öyle koyarak yemeği pişiriyorum. Piştikten sonra kabukları kolayca içinden alıyorum. Dolma-sarmanın, tencere altına dizmek de bu şifadan yararlanmanın yolu olabilir. (Fotoğrafta görüldüğü gibi.)
Tabii o ödem atmak gibi tariflerde soğan kabuğun sadece suda demlenmesi gerekiyormuş.
Kırmızı soğanın ki çok daha faydalı olduğunu da öğrenmiş olduk.
Sade bir vatandaş olarak bu geçim sıkıntısını had safhada yaşayıp, bu kadar faydalı soğanın kabuğunu da çöpe atmasak kendimize büyük iyilik yapmış oluruz, değil mi?
Pandemi sonrası daha fazla bu bağışıklık sistemimiz, doğal beslenme konularıyla ilgilenmeye başladım. Başka önemli kabuklarda var! Muz ve limon kabuğu mesela.
Muz kabuğu faydaları: Bakın çöpe attığımız muz kabuğu neler yapabiliyormuş;
Potasyum, magnezyum, demir, fosfor, kalsiyum, A, B, C ve K vitaminleri içeriyormuş ve liften yana zenginmiş.
Diş lekelerine iyi geliyormuş! Sivilcelere, siyah noktalara, cilt lekelerine, siğillere iyi geliyormuş. Gözaltı torbalarına, böcek, sinek ısırıklarına, kıymık batmasına, baş ağrısına iyi geliyormuş…
Gerçi her baharatın böyle listelenen faydalarını gördükçe sanki onu kullanınca hiçbir derdimiz kalmayacakmış gibi gelir ve bu duyguma gülerim.
Limon kabuğu: Neredeyse kendisinden daha şifalı olduğunu uzun zamandır biliyordum. Çorba yanına konulan limonu sıkıp, dışını peçeteyi az kendi suyu ile ıslatıp öyle silip, çorbanın içine hep atardım. Hem çorbanın soğumasını sağlar hem de sıcak çorba içinde kabuğun acılığı gidince yemeyi severim. (Ihlamur içinde de sıcaktan yumuşar çok lezzetli olur)
Kimseyi yanlış yönlendirmek asla istemem; duymamış olanlar sorup, araştırsın. Keten tohumu, tahin, zerdeçal, zencefil, sumak, çörekotunu -yerine göre- yemeklerden hiç eksik etmiyorum.
(Yukarıdaki link 2014 yılında gençlerin bir etkinliğine tanık olup foto-öykü tarzında hikâyelerini çalışmıştım, yakın zamanda da youtube hesabıma yükledim. İstanbul’da bir fotoğraf derneğinde izleyen bir katılımcı “her mahallede olsa açlık sorunu kalmazdı” demişti, bakalım sizler ne diyeceksiniz?)
Aslında doğada çöp yoktur!
(Etrafta çöp adını verdiğimiz plastik vs. atıkları zaten “doğanın ürünleri” değil “sanayi atıkları” o sebepten karışmasın kafalar)
Sağlıklı haftalar…