Hasan Kar'ın "Mağrur olma padişahım senden büyük Allah var" başlıklı köşe yazısı

Zaman her dönem en değerli ve en kıymetli unsur olmuştur. Ama her zaman avantaj ve dezavantajı da olmuştur. Tarihte Osmanlı her döneminde çeşitli ibretlik hikaye ile günümüze ışık olmaya bizlere yol olmaya devam ediyor. İyi günler iyi haftalar.

Yavuz Sultan Selim Han, cihan çapındaki zaferleri ile mağrur olmamış daima nefsine galebe çalarak hakiki zaferin ancak ilim, irfan sahibi kişiler ile geleceğini idrak etmiş bir şahsiyettir. Yavuz'un şu mısraları onu ifade etmek için yeterde artar bile… “Padişahı alem olmak bir kuru kavga imiş bir veliye bende olmak cümleden ala imiş.” Hz. Mevlana ise bu hususta hak dostu bir Veli'nin kölesi olmak padişahların başına taç olmaktan çok daha iyi olduğunu söylemiştir. Bu şuur ve idrak içinde olan Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan yıkılışına kadar maaşlı askerlerine her cuma selamlığına gidip gelirken yüksek sesle “Mağrur olma padişahım senden büyük Allah var” diye söyleterek kendilerine yapılan manevi ikazları bu şekilde resmileştirmişlerdi. Bu bir uyarıydı eğer bu uyarı sizi yanlıştan çekip alıyorsa hakka hukuka istikamet sağlıyorsa ne güzel dimi.

Buradan şu geldi aklıma koskoca padişah her şey elinin altında ve emrinde ama belli sürede zamanda bir uyarı almak istiyor, aslında uyanmak istiyor… Dünya işlerinde uykuya dalındığı için. Günümüzde padişahların kendilerine reva gördüğü uygulama aslında her birimiz için zaman zaman hayatımıza girmesi gereken bir uygulama olabilir. Kendini kaf dağında gören kardeşlerimiz için, oksijen israfından başka işlevi olmayan canlarımız için bu sözleri arada birde olsa kulaklarına üflemek gerekir. Belki bu dünya için bir faydası olur. Bu duygu ve düşünceler ışığında, kendinize iyi bakın hoşça kalın.