Tugay Bilgen'in "Bildiğini zannetmek zor mu sandınız?" başlıklı köşe yazısı

Bu yazım, kendiniz ve sevdiklerinizin ruhsal sağlığı için bir uyarı mahiyetindedir. Üzülerek görmekteyim ki, insanların merak duygusundan beslenen bir sektöre dönmüş "ruhsal hastalıklar" konusu, sosyal medyanın da uygun zemin hazırlanmasıyla büyük bir ticari sektöre dönüşmekte. Ve sektör gün geçtikçe büyüyor. Bu kontrolsüz bilgilendirmenin size anlatılmayan yüzünden bahsetmek artık bir hekim olarak içinde bulunduğum halkıma karşı bir sorumluluğum oldu.

“Ne var canım ne güzel bilgilenmiş oluyoruz” diye düşünenler, bu tarz içerikleri eğlenceli bulanlar olacaktır. Onlardan beni bilgi düşmanı bir yobaz olarak yaftalamadan yazıyı okumalarını rica ediyorum. Size insan tabiatı ve bilginin bünyede yarattığı tesiri hatırlatayım.

Siz bir şeyi bildim zannetmeyi zor mu sanıyorsunuz? İnsan tabiatı gereği hızlı kanaat getirir. Ardından bu kanaatine inanır, hatta kanaatini savunur. Bu kanaatini yaymaktan da çekinmez. Nihayetinde çevresindeki insanlara bulaştırmaya başlar.

İnsanın bu tabiatının nasıl kötü sonuçlar doğurabileceğini hiç düşündünüz mü? Bir iftiranın dedikoduya dönüştükten sonra insanın itibarını nasıl yok ettiğini hiç görmediniz mi?

Biraz tarih okuyup, tarihçi. Biraz din okuyup, ilahiyatçı. Biraz felsefe okuyup, filozof olanları hiç görmediniz mi?

Okuduklarına kendi görüşlerini de ekleyerek aktarırken kendilerinden nasıl emin olduklarına şahit olmadınız mı?

Şimdi ise sıra ruhsal sağlığına geldi, fark etmediniz mi? İzledikleri birkaç video sonrası "evet bende biliyorum" kanaatine vardıklarında ne oluyor sizce?

Çevrelerine öğütler verdiklerini görmediniz mi? Sözün tesiri kimi zaman 20 yıl sürer. Bunu bilmeden insanlara neler söylediklerini hiç duymadınız mı?

Danışanlarımdan kaç tanesi kendine teşhis koyarak geliyor, kaç tanesi “ben zaten her şeyi biliyorum” diyor tahmin edin. 15 - 16 yaşlarında çocuklar birbirlerine kişilik bozukluğu teşhisi koyuyorlar. Kim olduğunu arayan bir genç için bu nasıl bir tahribat yaratır düşündünüz mü?

Bildim zannı insana cüret verir.

Psikoz hastalarının ilaçlarını içmelerini engelleyen insanlar gördüm. Yardım alabilecekken çevresinin engellediği onlarca insana şahit oldum. Öğrenmek hayat içerisindeki en güzel şeylerden biriyken, bildiğini zannetmek başta sevdikleriniz olmak üzere çevreye zarar vermenizi sağlayan en büyük tehlikedir. Kasten zarar vermek isteyen bir insana göre çok daha tehlikelidir. Zarar veren yaptığından emin, iyi niyetine sığınmış, cüreti ise tamdır. Zarar gören ise zararı en yakınından beklemeyeceği için en savunmasız halindedir.

Sosyal medyanın şu an ki hali ile kontrolsüz bilgi bombardımanı içerdiğini söylemeliyim. İnsanlar kendileri veya çevrelerine teşhis bombardımanı ve tedavi prosedürleri uygulamakta.

Sizlerin iyiliği için tavsiyem, bir şeyi tamir edecek olan siz değilseniz, bozuk olduğunu anlamanın yeterli olacağını bilin. Bu kadarını anlıyorsanız, tedavi sürecinizde düzelip düzelmediğini de anlarsınız. Düzelme olmadıysa da hekiminize anlatır veya hekiminizi değiştirirsiniz.