Oğuzhan Kır'ın "Kanal ve bataklıklarıyla Karasu-Kocaali" başlıklı köşe yazısı.
Sakarya Nehri ve Melen Çayı, yüzyıllar boyunca taşımış oldukları alüvyonları Karadeniz’e döktüler. Karadeniz, bu alüvyonları her iki akarsuyun arasında konumlanan Karasu ve Kocaali’ye biriktirerek doldurmuş ve delta düzlüğü oluşmuştur. Günümüzde, artık akarsular denize alüvyon biriktirememektedir. Bu nedenle deniz, kıyıyı tahrip etmektedir. Bu meseleyi başka bir makalemizde ayrıntısıyla ele alacağız.
Sakarya ve Melen Deltası, Kızılırmak ve Yeşilırmak gibi denize doğru bir çıkıntı yapmaz. Karasu ve Kocaali düzlüğünde görüldüğü gibi delta, daha çok doğu-batı doğrultusunda, kıyıya paralel gelişmiştir. Küçükboğaz-Haralambo’dan başlayıp denizin içinden Kuzey Doğu yönünde doğru devam eden Sakarya Denizaltı Kanyonu’nun oluşturduğu derin vadiler ve güçlü akıntılar denizin içine doğru sokulan geniş bir delta ovasının oluşumunu engellemiştir.
Karasu ve Kocaali düzlüğü, çok yakın zamanlara kadar bataklıklardan ibaretti. 1980’lere kadar küçük göller ve bataklıkların yoğun olarak görüldüğü delta Cumhuriyet’in ilk yıllarından itibaren yürütülen ıslah çalışmaları neticesinde kurutulmuştur.
Karasu ve Kocaali bataklıklarını kurutmak için denize paralel geniş kanallar açılmıştır. Kanalların açılışına şahit olan kimseler günümüzde hala yaşamaktadır. Kanallar, zaman zaman iş makineleri yardımıyla genişletilerek derinleştirilmiştir. Böylece sel ve taşkınlar büyük ölçüde engellenmiş olup, bataklıkların kurutulması sağlanmıştır. Kanallar yaz aylarında zirai sulama imkanı da sağlamıştır.
Bataklıkların kurtulması için 1945’ten sonra bölgeye devlet eliyle okaliptüs ağacı dikilmiştir. Bünyesine 200 ila 1000 litre su alabilen okaliptüs ağacı, bataklıkların kurutulmasında kullanıldığı için hal arasında “Bataklık Ağacı” veya “Sıtma Ağacı” olarak da bilinmektedir. Fakat Karasu ve Kocaali’deki okaliptüs ağaçları bazı seneler kışların aşırı sert geçmesi nedeniyle uzun ömürlü olmamışlardır.
1945’ten sonra açılan kanallar, Karasu ve Kocaali’de günümüze varlığını sürdürmektedir. Melen Çayı’ndan Sakarya Nehri’nin batısına kadar uzanmaktadır. 1870’li yıllardan itibaren bataklığa dönen Karasu ve Kocaali düzlükleri, 1945’li yıllardan itibaren alınan önlemler sayesinde tamamen ıslah edilerek tarıma ve imara açılmıştır. Kanalların en iyi şekilde muhafaza edilmesi, bölgenin geleceği açısından hayati öneme sahiptir.