Aybüke Yıldız'ın "Gitme vakti" başlıklı köşe yazısı
Yine tükenmişlik hissi, bir şeyler yazamayacak devreye gelmek. Hiçbir şey hissedememek. Ne yorgunluk nede enerji...
O adam hep şiirlerimde kalmalı, kimselere anlatamam ama herkes onu okumalı.
Deniz nefes alamazken, ben zihnimi nasıl yok sayacağım. Yorgunluk geçmiyor kalbim ötelenmiyor oldukça kalbim kıyısız.
Bu affetmek değil ya da korkmak bu tamamen delirmek kime karşı aşka mı yoksa prangalara mı? Şairler neden hep çırpınıyor kalbine hüküm verebilmek için...
Özledim seni aptal adam vedalar fazlaca yazılmadı mı?
Şiirler anımsanmalı. Yorulmamalı kalbim kim ne dediği yarım kalmalı. İnsan özgür kalmalı kendine şimdi gitmek vaktini fısıldıyor kalbim. Kuşlar çok korkmuş gibiler.
Seni özledim.
Niye sen manasızlaşmıyorsun aptal adam hem gitmeleri sen öğrettin bana şimdi hesap soramazsınız. Başkasına aşık olma diyemezsin sen koca bir yalandı benim kalbimde şimdi vedalar kazandı.
Kimler gider, kimler kalır. Zaman öfkesiz ben ise koca bir aptal. Susmak gerekir anlamsızca diyorum ya ben bugün büyüdüm kendine güvenen bir kadınım kalbim zararsız.
Sevilmek dünyada adaletli değil, insanlar sahte hatta korkak. Ezberlemek dünya kanunlarını kime göre umarsız kimine göre aptalca.
Sizce bu dünya nasıl?
Yine Sertab Erener olmak bitmiyor geceler.