Sosyal medyayı en güzel yanı çeşit çeşit sözleri, cümleleri, makaleleri, şiirleri kullanıcılarla buluşturuyor.

Bazen oluyor ki düşünceleri ortaya koyan sayfalarda saatlerce vakit geçirebiliyorsun. Bu haftayı sosyal medyada karşıma çıkan o muhteşem sözlerle, cümlelerle, makalelerle tamamlamak istiyorum.

İnsanın kim olduğunun yanıtı, insan olma deneyimlerinden geçer. Bu nedenle de bu soru ancak, “Bir insan olarak ben kimim?” sorusuna verilecek cevapla yanıtlanabilir. İnsanların çoğu bu soruya kendilerinin toplumsal rollerini dillendirerek yanıt verirler. “Ben öğretmenim,” “Ben müdürüm,” gibi. Oysa onların ne iş yaptıkları bize, aslında kim olduklarıyla ilgili olarak hiçbir şey söylemez.

Dostuna küsen düşmanıyla yatıp kalkıyor.
Menfaati biten masadan kalkıyor.
Çekemeyen arkadan konuşuyor.
Yaşanmamışlar yaşanmış gibi anlatılıyor.
Herkes herkesle çok samimi ama kimse birbirini sevmiyor.

Hayatımdaki her insana karşı net oldum ve hayatımdaki her insanın da bana net olmasını istedim, bekledim. Çünkü bir şey ya doğrudur ya da yanlış. Ya siyah yaşarsın hayatı ya da beyaz, ortası olmaz. O yüzden hep istediğim bir şey var; Ya grileşmeyin ya da geri dönmeyin.

Ben yaptıklarımın doğruluğuna inandığım sürece, insanların ne dediğiyle pek de ilgilenmiyorum. Çünkü hayat hata yaparak, tecrübelerle öğreniliyor…

Düşünce, insanı diğer canlılardan ayıran bir yeti, bir melekedir. İnsanın insan olarak doğuşundan ileri gelen doğal bir niteliğidir. İnsan sürekli olarak araştıran, varoluşun koşullarını inceleyen bir yaratıktır. Bu özelliği sayesindedir ki, insan, çevresindeki olguları gözlemleyerek bunlar hakkında değerlendirmeler yapmakta, vardığı yargılar doğrultusunda davranışlarına bir yön vererek yaşamını anlamlandırmaktadır.

İnsanın, kendi özgür iradesiyle yaşamını anlamlandırma çabası ile kişiliğinin gelişimi eş zamanlı olarak ortaya çıkmaktadır. Buna göre, yaşamın anlamlı kılınmasına ilişkin her türlü çaba, aynı zamanda kişiliğin gelişimine yönelik bir faaliyet olarak karşımıza çıkmaktadır. İnsan, kişiliğinin gelişiminde, bir yandan maddi olanaklarının sağlanması ile bedensel varlığının korunmasına, diğer yandan da özgürlükler aracılığıyla tinsel yönünün zenginleştirilmesine gereksinim duyar. İşte, bu ikinci alana ilişkin gereksinimlerin karşılanmasında düşünce özgürlüğü, varlığı zorunlu bir öğe olarak ortaya çıkmaktadır. Bu saptama, birey için olduğu kadar, toplum için de geçerliliğini korumaktadır. Öyle ise, gerek bireyin ve gerekse toplumun gelişiminde düşünce özgürlüğünün önemi açıktır.

Düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğü toplumlar açısından son derece önemlidir; ancak toplumda ulaşılmak istenen tek amaç değildir. Kişiler açısından düşünceyi açıklama özgürlüğünün kendisi bir amaçtır, fakat kişilerin de tek amacı bu değildir. Sosyal ve siyasal açıdan düşünceyi açıklama özgürlüğü, başka bazı önemli amaçlara ulaşmak için başvurulan bir yöntem/süreç niteliğindedir. Düşünceyi açıklama özgürlüğü, demokratik yaşam biçiminin temel bir unsurudur.

Dingin ve dengeli insanlar… İyi geliyor bana…
Kararlı yerli yerinde davranan soru işareti bırakmayan NET ve SAMİMİ…
Kısacası uğraşmak ve yorulmak istemiyorum…
Bundan sonra içimi ferahlatamayanlar içinde kırk tilkiyle gülümseyerek gelmesinler…
Hayvan sevdiğim doğrudur ama… İnsan postuna bürünmüşler yer almıyor güzel yürekli sevdiklerim arasında…