Galiba bu sefer özlemek üzere…
Tebessüm etmek mi? Hmmm oysaki bana çok uzakta…
Hadise’nin bir şarkısı var ve bu yazıya o eşlik eder ‘’ kalbine yalan bulma’’ kalbime sığınan onca hislerden sonra seni yok saymak elbette zor.
Her şeyi karaladım her şeyden kaçabildim ama bazen ise sustum hep zihnimdekiler senin kokun gözlerimdeki senin sesin hep buradaydılar şimdi kim savaşçı bilmiyorum.
Kalbim dinlemek hatta onu yazmak işin zor yanı ama ben kalbimi sizlere anlatamam çünkü şairler sadece sizin duymak istediklerinizi söylerler ki zaten bizlerinde maskesi de bu…
Benim yazıklarım aşktan ibaret değil. Savaş var kan var umut, dünya hatta aile en çokta hayallerim hedeflerim yani hayatım demek bazı yazılar okunur bazıları popüler olur ama içinde yazılanlar bir hayattır…
Herkes gidebilir, dünya küçülebilir hatta kararabilir ama o havanın kokusu alıştığın her şeyden seni bir an da özleme sürekler sonra özlemleri kenara çekip devam edersin. Aptallaşma dersin gerçek bu dersin ve savaş o zaman kansız olur.
Dünya halini yazmaktan yoruldum insanoğlu kibir mübarek her şeye sahip olmak isterler ama dünyanın aptal kanunları vardır. Bununla ilgili bir şiirim var dön bak ‘’Deli Kadının Papatya Satırlarına’’ elbette her sayfasını karıştır belki kalbinin deli yanını bulursun…
Şimdi çay bitmez dedik ama soğurlar bunu asla unutma bir kalp bir insan vazgeçebilir elbette affeder ama yeri pas tutmuştur ve geriye hiçbir şey çiçek açmaz.
O yüzden kalp kırmadan dön dünya haline bak ve ölüm var de…
Şimdi çiçekçi teyze hala orada mı bilmem ama benim kalbim artık çiçek açmaz…