Merhabalar ben Faruk Aydın. İlk köşe yazım ile karşınızdayım. Her ne kadar alanım yazılım olsa da sizinle hayatın içinden birçok konu ile buluşacağım. İyi okumalar. :)
Öncelikle ne kadar borcunuz var? Başkalarına olan borçtan bahsetmiyorum. Devlete ve millete ne kadar borcunuz var? Her insanın epey bir borcu vardır. Gelin borcunuzu konuşalım. :)
Aslında borcunuz, siz doğmadan başlar. Ailenizin, sizi dünyaya getirmek için yaptığı masraflar, kullandığınız bebek bezleri, oyuncaklarınız, ayakkabınız, kıyafetleriniz gibi. Her ne kadar yerli malı kullanmaya dikkat etseniz bile illaki ithal tüketim yaptınız. Cep telefonu, evdeki doğal gaz gibi veya yerli malı olan kıyafetlerinizi, yiyeceklerinizi üreten makinaların hepsi yerli mi?
Ne kadar ithal ürün kullandıysanız para o kadar ülke dışına çıktı. Ülkeyi fakirleştirdik. Senin, benim, bizim yüzümüzden. Artık bu yükü kendi omuzlarımızın üstüne alma zamanı.
Borcunuzu ödemek için 1 tüket 2 üret kuralını uygulamalısınız. Yani tükettiğinizden çok üretmelisiniz. Mesela bir koltuk üreticisi, ürünü yurt dışına pazarlayabilir. Evde yapılabilecek takı, örgü gibi ürünleri yurt dışına e ticaret siteleri ile veya o sitelerde olan mağazalara satabilirsiniz.
Üretim diyince aklınıza sadece aksesuar, teknolojik ürünler gelmesin. Yaptığınız işte üretim olmayabilir. Ancak üzülmeyin yine de üretebilirsiniz. Okullara, kütüphanelere teknoloji, bilim, uzay hakkında kitaplar alın. O kitapları okuyan öğrenciler okudukça hayal edecek. Hayal ettikçe üretecek. Onlar ürettikçe siz de üretmiş olacaksınız. En azından bir ağaç dikin. O ağacın ürettiği oksijeni soluyanlar ürettikçe sizde üreteceksiniz.
Bu bilince sahip olmak bile ne kadar heyecan verici değil mi? Gerek üreterek, gerek üretime sebep olarak elimizden geleni yapıp borcumuzu ödeyelim.
Esen kalın.