Toplumumuzda bazı ebeveynlerin yaklaşımlarını gözlemlediğimde çoğu ebeveyn bu başlığımda yer alan cümleleri söylüyor. Aslında onlar sizleri anlıyor, dinliyor ve hissediyor. Onlara çocuktur hiçbir şeyden anlamaz şeklinde yaklaşmayın.
Bir arkadaşınızla nasıl oturup konuşuyorsanız ona da vakit ayırıp onu dinlemeli, sorularına cevap vermelisiniz. Bunlara nasıl biz yetişkinlerin ihtiyacı var ise onlarında var. Böyle düşünmeye devam ederseniz aranızdaki güven ve sevgi bağını koparır iletişimsizlik oluşturursunuz. Çünkü çocuğunu ötekileştirerek anlamadığını düşünen bir anne/babayı çocukta anlamak istemez.
Çocuğunuzla olan iletişiminizde nelere dikkat etmeliyiz?
* Çocuğunuza “tembel, çok yaramaz, çok sessiz, hiçbir şey yapamaz vb.” sıfatlar takmayın.
* Çocuğa sürekli söylenen olumsuz davranışlar onu, söylenen sıfatla davranmasına iter.
* Başarısını öne çıkarmalı ve başarılı yönlerini görmelisiniz. Çocuk, “Başarırsam veya doğru davranış yaparsam sevgi kazanırım.” şeklinde düşünmeli. Cezalardan korkarak kendini düzeltmeye çalışmamalı.
* Onunla iletişiminiz yalnızca cezalandırma, olumsuzluklarda ikaz etme veya emirler yağdırmak olmamalı. Onunla bazen bir arkadaş gibi konuşmalı ve ilgilenmelisiniz.
* Sevgi, eğitimde çok önemlidir. Bunu çok iyi kullanmalıyız. Çocuklar için sevgiyi kaybetmek fizikî cezadan daha ağır olmalıdır.
* Çocuklar yaptıkları yaramazlıkların karşısında “Sen hele bir okula git öğretmenin yanında bunları yapabiliyor musun?” gibi öğretmenden ve okuldan soğutacak ifadelerle korkutulmamalıdır.
* Bir büyük yanlış da onu başka çocuklarla kıyaslamak olacaktır. Kardeşleri, kuzenleri veya komşu çocukları ile kıyaslamaktan uzak durmalısınız. Onları övüp onlara benzemesini istemeniz geri tepecek, ayrıca örnek verdiğiniz çocuklara alttan alta öfke geliştirir. Onlarla da uyum sorunu ortaya çıkar.