Her anne babanın isteğidir çocuğunun kendine güven duyması.
Gerçekten çocuğun sağlıklı bir gelişim kaydetmesi için öncelikle “özgüven” ilk sıralarda gelir. Özellikle çocuğu utangaç olan aileler için bu durum biraz daha zordur.
Özgüven, çocuklarının doğumundan itibaren her ebeveynin uğraştığı bir konu haline gelmektedir. Çocuklarının özgüvenini geliştirmeyi hedeflemek, korumak ve artmasını sağlamak, çocuk yetiştirme becerilerinin başında gelmektedir.
Çünkü tam anlamıyla gelişmiş özgüven duygusu, hem öğrenme yetisini, hem sosyal -akran ilişkilerde başarıyı, hem de gelişimi etkileyen önemli bir duygudur.
Özgüven, bireyin tavırlarını, duygularını ve kişisel özelliklerini; yetenek, beceri ve toplumsal kabul edilirliğini nasıl değerlendirdiği ve ne dereceye kadar kabul edip onayladığıyla ilgilidir.
Örneğin bir çocuğun becerisi ve istekleri sahip olmak istedikleriyle örtüşmüyorsa, kendisini yetersiz ve eksik hissedebilir. Bu durum onun özgüven duygusunun düşük olmasına yol açabileceği gibi, özgüven de ders başarısını ve toplumsal akran ilişkilerini maalesef olumsuz yönde etkileyebilir. Özgüven, bir başkasının ifade edemeyeceği öznel durumdur.
Çocuklar, zamanla ve olgunlaştıkça sahip oldukları becerileri kendileri değerlendirmeye, özgüvenlerini şekillendirmeye başlarlar. Bunu yaparken ailenin yanı sıra öğretmenler ve akranları gibi çevresindeki kaynaklardan da beslenirler. Okul, bu anlamda çocukların özgüvenleri için çok önemli bir kaynaktır.