Aybüke Yıldız'ın "Kimsenin kalbini iyileştirmeyeceğim" başlıklı köşe yazısı
Kalbim susmalısın. Kimse seni sevemez…
Bazı eylemler vardır. Şiirler kısalır. Vedalar anlamsızlaşır ve sen kaybettin korkak adam aşk, meşk yalan daima unutmayın.
Kalbim yok ki,
Şair şöyle der korkak adama; herkesin bir kalbi vardır ama ya kurumuştur ya da incinmiştir.
Dünyayı hırs, kan, barut kokusu, savaş ve menfaat sarıyor hatta daha fazlası ve vicdanı kaybediyorum. Unutmayalım bir kediyi bile sevemeyen insanlar, insan sevebileceğini sanıyor bu aptal dünyada.
Her şey zihniyet meselesi. Kalbiniz taşlaşmasın. Öksüz kalıyor şiirler.
Değer sosyal medyadaki takipçiler ile örtüşüyor. Yetenek elbette vardır ama yanıtsız kalmamalıydı mailler o koca koca yayın evlerine teşekkürler umutları kuruttukları için.
Bazen her şeyi oluruna bırakmak gerek yetenek beğenmek değil.
Tesadüf mü yoksa bir ders mi?
Kalben inanmak için çabalıyorum ama sen neredesin korkak adam hani aşk güzel bir şeydi şair hanım bizi oldukça kandırdın. Neyse bazen neyseler kalır hayatta ama aşk işte...
Şarkılar kulağa eşlik ediyor duymayan birine hem kahve ise oldukça mükemmel ama kalbim berbat. Şiirlerim ise yeteneksiz. Herkes mükemmel hayatta da saçma değil mi kalp kırmak hem niçin cebelleşiyoruz ya da bende yapıyor muyum acaba? Mutlaka yapıyorum galiba çünkü gün sonu kaybeden benim.
Herkes bende iyileşip iyileşip gidiyor. Kimsenin kalbini iyileştirmeyeceğim.
Kalbime hastalıklarınız bulaşmasın. Kahvenin hatırı bitti…
Bazen üç nokta kalmalı yazılarımda siz anlayın.
Ve belli yaştan sonra yani yirmi beşten sonra kimse ile arkadaş olunmuyor. Kimin ile kahve içsem sırtımda bir bıçak yarası hala kanları sızlıyor.
Unutmayın kan hala akıyorsa intikam oldukça zamansız ve ansız olacaktır.