Aybüke Yıldız'ın "Kalbe zararlar" başlıklı köşe yazısı
Kaçmaya çabaladığım hem onca duygular etrafımı çoktan çepe çevre sarmışken. Ölsem hiçbir şeyler değişmez.
Yollar uzuyor ben yürüyorum ama asla yorulmuyorum. Her şey bulanıklaşıyor. Zaman çizgisiz sarpa sarmal gökyüzü bulanık ve sen aptal kalbim susmalısın.
Yolda yürürken tüm dünyanın duygularını hissetmek. Bu aralar aptallaştım. Duygular ile aklım arasında dengeyi kaybettim ve nefeslerime hükmedemiyorum. Kaybediyorum içimdeki çocuğu.
Yalnız kalmalıyım. İnsanlardan uzaklaşmalıyım. Aşık olmadım/olamam zaman çizgisiz tik tak...
Seni bana sormasınlar ben dengesizleşiyorum. Vazgeçtim ve sende gittin.
Her şey oldukça iyi, şiirler yarım yarım. Akşam olmak üzere herkes sokaklarda.
Her şey manasızlaştı ve ben yeniden aşık olmalıyım ve hep aşık olmalıyım. Dünya tam şiirlik.
Herkes deli olmalı ki savaşlar dursun. Aşık olun hep koşun gökyüzüne. Kimseleri dinlemeyin hep kendiniz olun. Hayalleriniz olsun emekli olun kötülüklerden.
Kahve için, güne su içerek devam edin. Gökyüzüne fısıldayın her şeyi ve kalbinize dualar hakim olsun.
Albayım çok sevmek kalbe zararlı mıdır?
Hem kimler kimler delirdi. Yani siz nasılsınız?
Çiçekler gibi sevin özgürce ama asla korkamadan sadık kalarak. Bir hayvan sahiplenin ve çocukları gülümsetin.
Özlemek çok güzel, vedalar yarım sigaram ise oldukça tükenmiş ama sen gelmedin. Bende vazgeçtim sana güzel adam demekten şiirlerim kusursuz ama artık sana ait değil...