-
GÖMLEK ÇIKTI, MEMLEKET BU HALE GELDİ (izle):
...
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mahmut Arıkan, Karasu’ya gelerek partisinin 7.Olağan İlçe Kongresi’nde katıldı. Siyasi konuşmalar kısmında kürsüye gelen Arıkan, iktidarın geldiği ilk günden günümüze kadar olan sürecini değerlendirdi ve sert eleştirilerde bulundu.
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mahmut Arıkan, konuşmasına ilçe kongresinin başta Karasu ve Sakarya olmak üzere tüm ülkede kutuplaşmanın sona erdiği ve oturup konuşulabilen bir sürecin başlangıcı olması temennisiyle başladı. Arıkan, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“Tüm gücümüzle sahada bulunarak yaşanabilir bir Karasu, yaşanabilir bir Sakarya ve yaşanabilir bir Türkiye için çalışıyoruz. Karasu nasıl üvey evlat muamelesi görüyorsa, nasıl ki yatırımlardan payını alamıyorsa inanın ülkenin 953 ilçesinin büyük çoğunluğunda aynı feryat var, aynı şikayet var.
KİRLİ ALGI SİYASETİ
Maalesef Türkiye’de bir algı siyaseti hakim. Algının gerçeği örttüğü bir dünya ile karşı karşıyayız. Nasıl olunduğu değil nasıl göründüğü önem arz eden bir süreç oluşturdular. İnsanımız evlerine gelen faturaları ödeyemezken ülkede Sezen Aksu’yu, Sedef Kabaş’ı konuşturup durdular.
Saadet Partisi için de gerçek dışı algı oluşturdular. 1969 yılından bu yana Milli Görüş üzerine bu oyunları oynadılar, bugün de oynamaya devam ediyorlar. 2020 yılında da Temel Karamollaoğlu’nun pkk ile görüştüğünü yazdılar. 53 yıldır bir terör örgütüyle görüştüğümüze dair, onlarla işbirliği yaptığımıza dair bir belge ortada yok. Bu suçlamalardan ve kirli algıdan hiç vazgeçmeyecekler.
TÜRKİYE’NİN BORC 700 MİLYAR DOLAR
2001 yılında yaşanan ekonomik krizin ardından 2002 yılında tek partili iktidar dönemi başladı. Güzel şeyler oldu, başörtüsü serbest bırakıldı, imam hatiplerin önü açıldı ama Erbakan Hoca’mızın dediği gibi inançlı insanların şuurunda büyük dezenformasyon oldu.
İMF’ye borcumuzun bittiği hatta İMF’ye para verir hale geldiğimizi ifade ettiler. Ama Türkiye’nin borcunun 700 milyar dolara yaklaştığından bahsetmiyorlar. Meydanlarda İMF’ye borç verdiklerini söylüyorşar ama uçan kuşa borcumuzun olduğunu gözlerden kaçırıyorlar.
SÜREKLİ ‘PARDON’ DEDİLER
Orduyu ikiye böldüler, Ergenekon’la Balyoz’la tasviyeler başladı. O zaman biz bir şeylerin yanlış gittiğini söyledik. Sonra taraf değiştirip diğer tarafı tasviye ettiler, ‘Pardon’ dediler. Çözüm süreci diye bir şey yaptılar. ‘Terör bitecek’ dediler. Ama Güneydoğu’yu sığınak ve cephanelik yığınaklarına çevirdiler, ‘Pardon’ diyerek geri adım attılar.
Dostum Esat ile başlayan süreç kalleş Eset’e döndü. Ardından 1 milyon Suriyeli’nin katledildiği ve 6 milyonunun da Türkye’ye getirildiği bir hatalar sürecine girdiler. ‘Avrupa Birliği tek hedefimiz’ dediler, olmayınca Şanghay 5’lisine döndüler. Olmadı Rusya’ya döndüler, olmayınca ABD’ye bir daha döndüler. Bir tek yere yüzümüzü dönemedik o da D-8’leri yeniden canlandırmak ve harekete geçirmek. Ne hikmetse idarecilerimizin aklına gelmedi.
KOMŞUMUZ KALMADI
Komşularla sıfır sorun diyerek hareket ettiler, bugün ‘Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur’ cümlesine sığınma noktasına geldiler. Bir fincan kahve içecek komşumuz kalmadı. Dün ‘Ak’ dediğimize bugün ‘Kara’ demek zorunda kaldık. Bunların hepsi planlıydı ve biz bu planları bildiğimiz için bir daha bu hatalara düşülmemesi için biz çalışmalarımızı yapacağız.
EN BÜYÜK ZARARI 20 YILDA GÖRDÜK
Şunu unutmayalım ki, en büyük zararı gördüğümüz süreç son 20 yıllık süreçtir. 20 yıl öncesine göre daha iyi bir yerde miyiz? Daha çok ziyan mı olduk? Bu iktidar döneminde çok hızlı bir şekilde geriye doğru gitmişiz.
YOLSUZLUĞU SIRADAN HALE GETİRDİLER
Bir grup arkadaş, ‘Milli Görüş gömleğini çıkarttık’ diyerek kendilerine siyasi bir yol çizdiler. Beş başlık belirlediler kendileri için. Bunlardan birincisi yolsuzluğun bitirilmesiydi. Bırakın yolsuzluğu bitirmeyi, yolsuzluğu sıradan hale getirdiler. Yolsuzluk yapmanın değil, yolsuzluğun duyulmasından rahatsız oldukları bir süreç oluşturdular.
YOKSULLUK ARTTI
İkinci maddelerinde yoksulluğu bitireceklerini söylediler. Görüyoruz ki bırakın bitirmeyi, yoksulluğu daha da arttırdılar. 2021 yılındaki asgari ücret mi daha kıymetliydi, 2022 yılındaki mi daha kıymetli. Hatta 2020’deki daha da kıymetliydi. Üçüncü olarak düşünce ve ifade özgürlüğü ekseninde yasakları kaldıracaklarını söylediler. Kendileri açısından kalktı ama muhalefetin en ufak hareketi suç unsuru haline geldi.
Dördüncü maddede ise mafyalaşmayı bitireceklerini iddia etmişlerdi. Mafyalaşma bitmedi ama cezaevlerindeki mafya liderlerini serbest bıraktılar. Mafyalaşmayı nasıl bitirdiklerini de böylece görmüş olduk.
O RUH ÇAĞIRMAKLA GELMEZ
Beşinci maddede ise dünya ile sıfır sorun dediler. Sıfır sorun değil ama sıfır komşu oldu. Bütün ülkelerle sorunluyuz. Başımıza bir şey gelse, yanımızda duracak ülke yok. Şimdi de diyorlar ki ’94 ruhuna geri döneceğiz’. O ruh, çağırmakla gelmez, o ruhu yaşamak lazım. 20 yılda gömleği çıkardılar, tüm yolları yıktılar, şimdi o ruha geri sarılıyorlar.
Memleketin bu halini, dağılan ekonomiyi, komşu ülkelerle yıkılan ilişkileri, faturaların ödenmesi konusunda çareyi kim üretecek? Nasıl ki dağılan evin içini evin büyüğü toparlıyorsa, dağılan Türkiye’nin içini de evin büyüğü olarak Saadet Partisi toparlayacaktır.
KAPINIZA GELECEKLER
İktidarın süresi doldu. Biraz daha uzatmaya, iktidarın nimetlerinden faydalanmaya çalışıyorlar. Geçmişte nasıl Anavatan Partisi’ndekiler Refah Partisi’ne gelip ‘Biz de Erbakancıyız’ dedilerse bugün de AK Partililer kurmayları gelecekler ve ‘Biz de Milli Görüşçüyüz, bizde de görev verin’ diyecekler. Bunların dağılması çok yakın”