Kültürümüzde maalesef daha çocuk doğmadan yapılmaya başlanmakta.
Anne hamile iken alınan giysiler, odanın dekorasyonu, eşyalar, oyuncaklar vs. cinsiyete göre seçilmektedir. Sadece ebeveyn değil, geniş aile üyeleri ve arkadaşlar da bu tercihlerin ortaya çıkmasına sebep olmaktadır.
3 yaş ile birlikte çocukların tercihleri cinsiyetlerine göre farklılaşmaya başlanır: Giysileri, oyuncakları, oyunları, arkadaş seçimleri…
Bu farklılaşmada ebeveyn ve toplumun çocuğa yönelik tutum ve davranışlarının ve beklentilerinin önemi büyüktür. Hatta çocuklar tercihler konusunda birbirlerine baskı yaparlar. Kabul görmek için de tercihlerini değiştirmek zorunda kalırlar.
Cinsiyetçi bu davranışlar çocukların duygularını ve davranışlarını kısıtlamakta, yeteneklerin keşfedilmesini engelleyebilmektedir. Yetişkin hayatında ise erkekler kadınlar hakkında, kadınlar da erkekler hakkında genel bir görüşe sahip oldukları için kadın ve erkek davranışları konusundaki bireyselliği gözden kaçırabilmektedir.
Ayrıca kişilik özellikleri, yönlendirildikleri ve baskı altına alındığı için kendilerini ortaya koyamamanın verdiği psikolojik sorunlara yol açabilir.
Sadece kızlarla ya da sadece erkeklerle oynamasına izin verilen çocuklar da karşı cinsten arkadaşı ile sohbet etme, flört etme, birlikte çalışma becerilerinde yetersiz kalacaktır.