Yıl 2012 iken köylünün rızası olmadan köyler mahalleye çevrildi ve köy tüzel kişiliği sona erdirildi. Bu tarihten sonra mahalle sınırları içerisindeki otlak ve mera gibi taşınmazlar, köylünün malıyken belediyelere devredildi. Bu yasadan 8 sene sonra geri hamle yapıldı. 16 Ekim 2020’de Resmi Gazete’de yayımlanan yasa yürürlüğe girdi. Yeni yasayla isteyen mahallelerin köy statüsüne yakın bir konuma getirilmesi amaçlandı.
Hükümet bu yasayı niçin çıkardı? Kimine göre milleti düşündü kimi de dedi ki “Köylerde kaybettiği oyları geri almak için”… Gerekçesi tartışılır, sebebi bilinmez. Ama bir gerçek var ki bu işten en zararlı belediyeler çıkacak ve ilçe ile büyükşehir belediyeleri bu işten hiç mi hiç hoşlanmayacak. Bu yüzdendir ki belediyelerden yana ne bir açıklama ne bir adım göremediniz. Basında da haber okuyamadınız.
Sadece belediyeler değil, belediyelerle aynı safta duran muhtarlardan da ses seda çıkmadı. Hükümet aynı parti, belediye aynı parti, muhtarın gönlünde yatan aslan da aynı. Ama piramidin ucu ile tabanı bu yasada ne hikmetse ayrı görüşte, ayrı olmasa da memnun kalmadı.
Hak hukuk terazisine konulduğunda millet için çıkan yasanın milletin, vatandaşın ve köylünün lehinde kullanılması lazım değil mi? Sadece kasasını düşünen belediyelerin sessiz kalması gayet normal. Ama Akyazı ve Hendek Belediyeleri kırsal mahalle yasası konusunda yol aldı ve çok adım attı. Şimdi bu belediyeler vatandaşı düşünüyor da diğerleri kasasını mı düşünüyor? Neden mi bu yorumu yaptım? Şöyle:
Karasu’nun merkez mahallelerini geçelim, merkeze yakın çevre mahalleleri de geçelim, kırsal statüye en yakın mahalleleri baz alalım. 6 merkez mahalleye hadi 4 tane de merkeze yakın mahalle ekleyelim, kaldı 30 mahalle. Köy statüsüne dönüş için başvuru yapılsa ve meclisten geçerse Karasu Belediyesi, 30 mahalleden bina, arsa, mesken amaçlı binalar ile zirai amaçla kullanılan bina, arsa ve arazilerden emlak vergisi alınmayacak.
Ticari, sınai ve turistik amaçla yapılan bina arsa ve arazilerden elde edeceği emlak vergisinin de yüzde 50’sini kaybedecek. Yapılacak binalardan, bina inşaat harcı ile imarla ilgili hiçbir harç alınmayacak. Diğer vergi, harç ve harcamalardan aldığı verginin de yüzde 50’sini kaybedecek.
Sakarya Büyükşehir Belediyesi de bu 30 mahalle gibi Sakarya’nın diğer mahallelerinden de içme ve kullanım suları için alınacak olan ücret, en düşük tarife üzerinden işyerleri için yüzde 50’sini, konutlar için de yüzde 25’ ini alamayacak ve ciddi bir gelir kaybı yaşayacak.
Bu durumda belediyelerin bu yeni yasa hakkında sessiz kalması hatta başvuruların olmaması için çabalaması normal değil mi? Başvuruları meclise getirmemek için yavaşlatması normal değil mi? Bu yüzden sadece muhtarların değil, mahalle sakinlerinin de imza vererek devletin kendileri için tanıdığı hak olan bu yasadan faydalanması için duyarlı olması lazım.
Belediyelerin o kaybettiği vergi ve harçlar ile ödemeler vatandaşın yani köylünün cebinde kalacak. İlçe ve büyükşehir belediyeleri meclisine gelirse de meclisten geçirmeme gibi bir durum da söz konusu değil. Yasa buna engel oluyor ve vatandaşın yani köylünün talebini meclisten geçirmeye yönelik imkan tanıyor.
Vatandaşın kaybı yok. Belediyesinden aynı hizmetleri almaya devam edecek. İlçe belediyesi ve büyükşehir belediyeleri için oy vermeye devam edecek Bakalım hangi mahallemiz başvuruda bulunacak hangi mahalle başvurmayacak zamanla göreceğiz. Karar muhtarların, karar vatandaşın. Bize hayırlısı neyse o olsun demek düşer.