Başta Karasu esnafı olmak üzere her sektörden her cenahtan vatandaşımız 1 Temmuz’u büyük bir beklenti içerisinde karşılamaya hazırlanıyordu. Tatilcisinden öğrencisine, bakkalından otelcisine...
Normalleşmenin miladı olacak diye bekledik ama hava şartları bize anormal bir yaz sezonu olarak karşımıza çıktı. Güzelim topraklarımızın cilvesi bu zaten.
1986'dan beri Karasu’da olan biri olarak şuna şahit oldum. Sezonumuz ne yazık ki kısa. Burası Karadeniz. Denizimizin olması da ilçemizi turizm şehri yapmaya yetmiyor.
Hafta içi beş gün hava güllük gülistanlık, Cuma akşamı bir yağmur, pazara kadar. Sonra zaten iki gün poyraz rüzgarı, deniz berbat.
1 Temmuz’a kadar hava şahane olur. Ağustos 20'de bir yağmur yağardı 90'larda 2000'lerde, göz gözü görmezdi. 15 gün... Sonra 15 Eylül’ün ardından hava yine güllük gülistanlık.
Burada bize bir mesaj var da biz anlayamıyoruz sanırım. Bize toplum olarak bir şeylerinizi düzeltin deniyor da mesajı alamıyoruz mudur nedir?
Temmuz ayının ilk 10 gününü yağışlarla geçirdik 10'undna sonra yaz gelir inşaAllah. Fakat Karasu’da deniz ve mevcut konaklama turizmi dışında ne yazık ki hiçbir turizm alanımız yok. Elimizde eşsiz doğa harikaları mevcut oysaki.
Bir daha saymayalım yok Maden Deresi yok Acarlar... Turizm sadece bikini-mayo-denizden ibaret değil. Traking, kamp, karavan, spor turizmi, doğa turizmi gibi sayısız turizm alanları ve meraklıları var. EN basiti en masrafsızı da karavan turizmi.
Sosyal medyadan ve haber sitemizden tarafımıza sürekli gelen sorulardan biri de bu: Karasu’da karavan ve çadır alanı mevcut mu? HAYIR! İhtiyacımız yok ki mevcut değil, sene olmuş 2021...
Mevcut turizmimize katkı sağlayan özel sektör temsilcilerinin çabasıyla oluşan bir turizmimiz bize yetiyor. İşini layıkıyla yapan, temiz mekanlarla temiz hizmetle faaliyet gösteren otel, pansiyon, kebapçı, mesire alanı, çay bahçesi, plaj-şezlong, canlı müzik, fast-food vb. sayamadığım işletmeler Karasu turizminin birer parçaları.
Garip gelmesin ama Atatürk Bulvarı’ndaki masa-sandalyeler de bu ilçenin yerel turizmi...