Bedenini birbirine bağlı kemik yapısının üzerinde taşıyor olmak biyolojik olarak insanı ayakta tutar. Acaba dik durabilen her beden omurgalı mıdır? İnsan olmak sadece beden ve akıl ile mümkün müdür?

 

İnsanı insan yapan akıl yürek ahlak üçlüsüdür. Her ne kadar yaşadığı toplumun gelenek ve göreneklerinden etkilense de; hangi işin ucundan tutarsa tutsun bu sac ayağına oturmayan mutlaka açık veriyor. Omurgasız bir kimliğin üzerine şair etiketini koyduğunuzda durum daha da içler acısı bir hal alıyor. Şiirin alkol masalarında meze olmasını eleştirirken bağnaz bir yapının elinde heba olmasına da gönlüm razı olamadı.

 

Son yıllarda ülkemde yaşanan olaylar bu anlamda aklımı zorluyor.  Özellikle adının önünde şair titri olanların vicdan ayağından yoksun açıklamalarını yazılarını hayretler içinde okudum. Önce tecavüze uğrayan kadına ağıt yakıp dönüp sanal ortamda sözlü tacizde bulunanların davranışlarını izledim. Siyasi dava nedeni ile öldürülen gence ağlayıp ölümle hiç ilgisi olmayan bir başka siyasi görüşe veryansın eden yazıları okudum. Yazdıkları şiirlerin karakterleri üzerlerinde ne kadar sakil durduğunu fark ettim. Beden dili başka söylüyor kalem başka yazıyordu. Edep dilini sadece argo kelimelerden uzak durmakla kullandıklarını sananların kendi egolarının edepsizliğine yenik düştüğüne tanık oldum. Bireysel çıkarları için insanları ötekileştirme modasına uyduğunu gördüm. Edebiyatın kalbi olan şiirden kan damlıyor, nefret karşı görüşten insana hayat hakkı tanımıyordu.

 

Oysa şair akıldan çok yürek(vicdan) insanıdır.  Empati yeteneği güçlüdür. İnsan olma erdemlerini çok iyi taşır ve her yöne aşkla duygu penceresinden bakar.  Yaptığı ile yazdığı tutarlıdır. Vatanı dünyadır. İnsanı bölerek kategorize etmez. İnsanı ve duygularını baz alır. Dili dini ırkı mezhebi ideolojisi yoktur. Kültürünü yansıtsa bile enternasyonel olmalıdır. İnsan hakları evrensel beyannamesini bir kez olsun okumalıdır. Genel ahlak kuralları çerçevesinde diline beline eline sahip çıkabilendir.

 

Bütün duyguların temeli olan sevgiye uğramadan, sonradan öğrenilen diğer duygularını ön plana çıkarması omurgasını kırar. Ne yazık ki kaliteli bir insan yapısında olması gereken hasletleri duygu insanında göremediğim şair etiketliler var. Kelimelerle sihirli bir şekilde oynayan, onlara şekil verebilen yetenekler maalesef ki can veremiyordu. Çünkü karakterlerinin omurgası yoktu.

 

Bildiğiniz gibi Karasu 19-20 Ağustos gecelerinde Sakarya Yazarlar Birliği Derneği ve Karasu Belediyesi ile ortak bir çalışma olan şiir geceleri düzenledi. Karasu’ da yaşayan bir şair-yazar olarak duyuru ayağının eksik olmasından kaynaklı bihaber olduğum konusunu bir yana bırakırsak davetli yazarların tek bir görüşe hitap etmeleri davet edenler açısından edebiyattan, şiirden, sanattan ne anladıklarının kanıtıydı.

 

Peki davetli yazarların ne kadarı omugalıydı?