Sakarya’nın ileri gelenleri yeri gelince “Sakarya’nın incisi”, “Şehrin göz bebeği”, “Bilmem ne cenneti” vs. yıkar yağlar… Fakat iş yatırıma ya da beklentilere gelince ne hikmetse “Güney” bir değerlenir, bir kıymetlenir ki sormayın.
Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) için ilçe basını olarak gücümüzün yettiği kadar çaba gösterdiğimizi düşünüyorum. Ama Karasu, ya SUBÜ’yü istemiyor ya da SUBÜ’den habersiz.
İstemeyi beceremedik ki birlik olalım, bir platformda tek ses olalım, istediğimizi merkeze hissettirelim ve kopartıp alalım. Sanırım bu işler böyle olmuyor.
Arifiye dedikoduları kaynayan suyun köpükleri gibi su üstüne çıktı. Sebebi bilinmez. Ama biz gagamızdaki su damlası misali safımızı belli edip mücadelemizi verelim yeter. Maç 90 dakika, belli olmaz.
YIL 2020, FEN LİSEMİZ YOK
Hani bir sokak sözü vardır: “Yıl 2020 olmuş...” diye başlayan. İnanın durum tam da böyle. Yıl 2020 hala bir fen lisesidir gidiyor. Yıllar önce öyle veya böyle kaybedilen bir imkan (Yıllar sonra da SUBÜ için böyle konuşacak mıyız acaba) halen yakalanmaya çalışılıyor.
Fen lisesi çok mu önemli? Evet, hem de fazlasıyla önemli. Hem beyin göçünü ortadan kaldıracak hem ilçeye dışarıdan öğrenci, beraberinde ailelerinin de gelmesini sağlayacak. Hem eğitim düzeyi artacak hem ilçenin başarı seviyesi, eğitim sıralaması artacak. İlçe, tayinlerde tercih edilir duruma gelecek. Bir doktor dahi, çocuğunu okutacak nitelikli okul yok diye Karasu’yu tercih etmiyor. Bir de eğitim sizin için çok önemliyse tabi...
Kaymakam Dr. Ahmet Naci Helvacı’nın bu konuda girişimleri ve çalışmaları var. Henüz bunlardan bahsetmek için erken. Dileriz ki görev süresi dolmadan çalışmaları meyvalarını verir ve önemli bir çivi çakar Karasu’ya Sayın Helvacı. Karasu’da bu konuda kendisine minnettar olacaktır.
ÜVEY EVLAT MESELESİ
Peki Karasu gerçekten üvey evlat mı? Cevabını vermek çeşitli platformlardan bakılarak mümkün. Neden Güney tercih ediliyor? İşin en önemli kilit noktası siyaset.
Döndük dolaştık yine siyasete geldik değil mi? Günümüzde adamlığın siyasi görüşle belirlendiği, içimize kadar işleyen bir siyasetin görmezden gelinmesi mümkün değil.
Karasu ya da Karasu çevresinde toplanan bir kuzey, halen bir milletvekili çıkaramadıysa Karasu ve kuzey bölgesi her zaman “üvey evlat” kalacak. Bilmem kim Geyveli, filanca Hendekli, birisi Arifiyeli öteki Akyazılı olursa kuzeyle beraber Karasu her daim üvey muamelesi görecek.
Karasu da istediğini koparacak gücü bir noktada toplayamaz, adamlık ve particilik ayrımıyla hareket eder, şucu, bucu diye ayırdığı sürece de üvey evlat kalacak.
Siyasette biat da her dönem tuz biber ekecek...