Karasu bazıları istemesede her yıl daha da büyüyor. Turizm anlamında, sanayi anlamında, tarım anlamında. Ama büyümek, üretmek hiç önemli değil. Önemli olan değer katmak. Değer katacak yatırımları yapmak.
Elinizde limanınızın olması size bir yere kadar katkı sağlar. Ama o limanı demiryolu ve güçlü karayolu bağlantıları ile beslersen işte değer katmış olursun. Sahilimiz, kumumuz, longozumuz, deremiz, gölümüz tek başına istediği kadar olsun. Onlarca olsun. Binlerce olsun. Onlara yatırım yapmazsan değer katamazsın.
Bu konuda değer katacak çalışmaların yapıldığını görüyoruz bu da sevindirici. Tarımda istediğin kadar büyük üretici ol. Fındıkta lider ol, mısırda kaliteli ol. Onlara ne değer katabiliyorsun önemli olan o. Karasu fındıkta ilçe olarak kendi değerini yaratamaz mı? Yaratmaya çalışanlar var. Helal olsun. Ama yetmez.
Kendi ürünlerimizi üretmeliyiz tıpkı Konya’lı meşhur kooperatif gibi. Fındığı çikolata, bisküvi, yağ her ne olabilecekse o yapıp değer katmalıyız. Şimdi bu saydıklarımın hepsini birden düşünün. Hepsinin birden yapıldığını. Demiryolları, turizm yatırımları ve kendi markamız. Karasu’yu hayal edin. Yaz ayından longozumuza, sahilimize, deremize, gölümüze gelenleri hayal edin. Karavanlar, yabancı turistler.
Limanımız demiryolu ile büyümüş. Fındıktan marka yaratmışız. Gemilerle yurt dışına, gelen trenlerle yurdun dört bir yanına gönderiyoruz. SUBÜ Karasu’ya gelmiş. Saygın bir kampüsümüz olmuş. Karasu ülkede sanayi, turizm, tarım ve eğitimin bir arada olduğu nadir şehirlerden biri oluyor.
Bir hayal edin.
Hayal ediyoruz.
Hayal etmek yasak değil ya. Hayal parayla değil ya. En azından hayallerimizde bunlara engel rant yok. Bürokratik engeller yok. İhale oyunları yok. Yani şimdilik yok. Söz konusu Karasu olunca ilerde bu da olur. Olana kadar hayal kurmaya devam.