Bu hafta yazımda aslında başka bir konuya değinmiştim. Ama pazar günü gelen acı haber sonrası bu haftalık sadece saygı yazısı yazacağım. Bu saygı tüm şehit ve gazilerimizedir.

Ülkemizin kim ne derse desin tek gerçeği canlarını seve seve, koşulsuz, şartsız, karşılıksız feda eden şehit ve gazilerimizdir. Tek gerçeklerimiz onlar. Çünkü fedakarlığın ve vatana hizmetin en büyük ve en zor görevi onlarda. Bu fedakârlığı ve hizmeti canlarıyla veriyorlar. Geri kalan bizler ise onların bu hizmetlerinin mirasını yiyoruz. Bir de böbürlene böbürlene çok büyük işler başarmış gibi kibirleniyoruz. Hâlbuki o şehit ve gazi ailelerine baksak, o acılarına gerçekten ortak olsak bu boş kibirden en azından bir süre kendimizi alıkoyarız.

Hiç kimse bir şehit annesi, babası, kardeşi kadar o acıyı yaşayamaz. O duyguları anlayamaz. Bir yanda büyük bir acı var evet ama o acıya dayanma gücü veren bir de gurur var. O gurur onları ayakta tutar. Şehit aileleri ve yakınları bu sebeple çok kutsaldır. Çünkü onlar bilirler hiçbirimizin bilmediklerini. Onlar yaşarlar hiçbirimizin yaşamadıklarını. O büyük acıyı ancak onlar kaldırırlar. Bu sebeple şehit ve gazi ailelerimize daha yakın, daha hassas olmalıyız. Onlar bu vatana canlarını verdiler. Onları hiçbir zaman yalnız bırakmamalıyız. Bu vatan, bu millet onlara minnettardır.

Tüm bunların ışığında genç Teğmenimiz Ömer Faruk Civelek’in şehadeti kabul olur inşallah. Şehidimizin yakınları annemiz, babamız, kardeşlerimizin başları sağ olsun evet ama o başları hep dimdik olsun. Şehidimiz artık tüm vatanın ebedi bekçisi oldu. Onun yüzü suyu hürmetine, onun ebedi bekçiliğinde bu vatan üzerinde hür bir şekilde yaşamaya devam edeceğiz. Allah bunun farkında olup, bu farkındalıkla yaşamayı hepimize nasip etsin. Bu vesile ile tüm şehitlerimizi saygıyla anıyorum. Tüm gazilerimizin vefat edenlerine Allah’tan rahmet, hayatta olanlarına şifalar diliyorum. Her biri bizim gerçek kahramanlarımız. Ebediyen yaşasın Türk yurdu. Sonsuza kadar sağ olsun Türk vatanı.

“Kahramanlar can verir, yurdu yaşatmak için”