Geçtiğimiz hafta uzun bir süreden sonra ilk defa köşe yazısı yazdım. Özellikle ilçemizin dışında gerektiğinde onların anladıkları dilden konuşalım demiştim. Ama geçtiğimiz hafta yapılan bir açıklama beni “doğru ama eksik yazmışım” diye düşündürttü. Bazen bizde buralarda anladıkları dilden konuşmalıymışız.
Eleştiri herkesin hakkı olduğuna göre ve herkes kendinde bu hakkı görebildiğine göre tabii olarak köşe yazarı olduğum için bu hakka bende sahibim. Peki, neydi bu açıklama. Belediye Başkan Yardımcımız İsmail Karakaş’ın belediyenin sosyal medya hesabından yaptığı basınsız basın açıklaması. Öncelikle şunu belirteyim eleştirilerinizin bazılarında haklı olabilirsiniz lakin başvurduğunuz yol, mecra ve tavrınız makamınızın yolu, mecrası ve tavrı değil.
Bununla birlikte yerel, ulusal her türlü basın kurumu sizin ısmarlama haber kaynağınız hiç değil. Gazetecilerin, basının bir görevi de eleştiridir. Eğer bu eleştiriler mesnetsiz, yalan ve hukuk dışı ise mahkemeye verirsiniz. Altını özellikle çiziyorum. Eğer eleştirilerden bu kadar rahatsızsanız ve bunların hukuk dışı olduğunu düşünüyorsanız muhatap kurumu veya kişileri mahkemeye verebilirsiniz. Eleştiriden bu kadar sert bir şekilde rahatsız olmanızın sebebi nedir?
Bu açıklamayı sosyal medyadan yaparak basını işlevsizleştirmek amacında olmanızın sebebi nedir? Acaba “Karasu’da basın mı var sanki” diyorsunuz? Öncü Gazetesi ve Karasuhaberleri.com eleştirilerden nasibini almamış. Çok şanslıyız bu konuda. Ya Öncü Gazetesini ve Karasuhaberleri.com internet haber sitesini hiç kale almıyorlar ya da Karasu’nun bu iki güçlü kurumunda çıkan bütün eleştirilerin doğru olduğunu kabul ediyorlar.
Gelelim bir diğer konuya. Cumhur İttifakı olarak iki parti arasında çatlak mı var? Karasu özelinde soruyorum bu soruyu. Benim siyasi kişiliğimi bilen biliyor. Hiç saklamadım. Ama uzun bir süredir uzağım ve iki partinin de yöneticilerinden hiçbiriyle yakın bir zamanda sohbet imkânım olmadı. Bu soruyu sorarken bunu bilmenizde fayda var. Tekrar ediyorum Karasu’da ittifakınızda bir sorun veya çatlak mı var. Nerden çıktı bu diyeceksiniz. Söyleyeyim hemen.
İsmail Karakaş’ın açıklamasının bir bölümünde muhatabını her Pazartesi basın açıklaması yapan imtiyaz sahibi olan kişi olarak nitelendiriyor. Ardından hukuk eğitiminden giriyor, hadiz muhalefet, fosilleşmiş muhalefet argümanları sözleriyle çıkıyor. Şimdi ya ben yanlış biliyor ve anlıyorum ya da burada büyük bir tezatlık var. Her Pazartesi açıklama yapan kişi imtiyaz sahibi değil Milliyetçi Hareket Partisinin ilçe başkanı. Açıklama yapılan mekân ilçe teşkilatı. Yapan ise başkan. İmtiyaz sahibi demekteki amaç ne?
Ardından devam eden hadsiz muhalefet, fosilleşmiş argümanlar gibi sözler kime söyleniyor? İmtiyaz sahibine mi? İttifak ortağı ilçe başkanına mı? İmtiyaz sahibi köşesinden cevap vermiş. Peki, ittifak ortağı ilçe başkanı niye vermedi? İttifak sarsılmasın diye mi? Yoksa her şeye cevabı olan ilçe başkanının buna hiçbir cevabı yok muydu? O zaman İsmail Karakaş’ın eleştirisi haklı olmuyor mu?
Özellikle Pazartesi günü basın açıklamasını bekledim ama sayın ilçe başkanı hiçbir şey olmamış gibi konuya değinmedi bile. Burada sorun eleştiri yapanda değil, cevap vermeyende. Eleştiri yapmak herkesin hakkıdır. Cevap vermekte. Hele ki Milliyetçi Hareket Partisi ilçe başkanıysan ve muhatap sensen. Son olarak İsmail abi eleştirilerinde haklı olabilirsin. Çoğunda da aynı fikirdeyiz ama bunun yolu bu değil. Bu senin tarzın hiç değil. Ne kadar sinirlensen de öfkelensen de makamın sakinlik makamı. Hatta yeri geldiğinde Belediye başkanı, diğer Belediye başkan yardımcıları bu şekilde sert açıklama yapabilir ama sen sakinliğinle toparlayıcı olmalısın. Kafamda sen hep böyle şekillendin. Tabi seni yanlış tanımadıysam.