2016 yılının ortalarında çıkarılan içerisinde bireysel araç alım-satımına getirilen yılda 3 sınırı düzenlemelerden tutun da araçların satan galerilerin nerelerde olacağı, galerilerin hangi şartlar altında bu araçların satışını üstleneceği, yaşanan mağduriyetlerin giderilmesi için eksper raporu şartı ve satılan araca belirli süre garanti verilerek sorumlulukların arttırılması, yetki belgesi olmayan galerilerin sektör dışında kalacağı bir dizi düzenleme yapıldı.

 

Ancak üzerinden neredeyse koca 4 yıl geçmiş olmasına rağmen ne hala yürürlüğe girebildi ne de toplumun tüm gereksinimlerini ve devletin vergi kaybını gerekli ölçüde karşılayabilecek bir noktaya getirilebildi.

 

Öncelikle Adalet Bakanlığı'nın mülk edinme özgürlüğüne kısıt yaratılmasının doğru olmadığı gerekçesi ile bireysel araç alım-satımındaki 3 araç ile vatandaşları kısıtlayan bu madde yönetmelik taslağından çıkarıldı ve eğer yine ertelenmezse 1 Eylül'de yürürlüğe girmesi planlanıyor. Türkiye'de bugün 2. el ticaretinde yılda 6.3 milyon adedi otomobil, 1.8 milyonu ticari araç olmak üzere 8 milyonun üzerinde araç el değiştiriyor.

 

Yıllık hacmi ise 350 milyar liranın çok üstünde. Bu hacmin vergiye tabi mükellefleri tarafından gerçekleştirilmesi halinde devletin bu pastadan ciddi bir vergi geliri olacağı açık. Halihazırda ekonomi çok da iyi gitmiyor bunu hesaba katarsak yıllık 2.5 milyon adede yaklaşan şahıs satışların yönetmelik kapmasına alınması sürpriz olmayabilir.

 

Tüm bu düzenlemelerin vergi geliri kaybını minimuma indirmek dışında kalan kısımları ise kişilerin yaptıkları satışların kontrol edilememesi, ağır hasarlı araçların satışından doğan tüketici mağduriyetleri, teminat olarak verilen rakamların iade alınamaması, kayıt dışılığın engellenmesi ve satış esnasında ödemelerde yaşanan önemli sorunları sayabiliriz gerçi son 2 yazdığım noktaya bir çözüm olarak Ziraat bankası güvenli satış sistemini devreye soktu , burada bankanın yaptığı bir nevi aracılık.

 

Alıcı satıcıya göndereceği parayı onun kendi hesabına değil almak üzere olduğu aracın bilgilerini girerek aracın alımı adına ayrı bir hesaba yatırıyor, satıcı da parayı burada görüntüleyebiliyor ve satışını güvenli bir şekilde yaptıktan sonra sistem parayı satıcının kendi hesabına aktarıyor. Bu şekilde hem bu işlemlerin kontrol edilmesi hem kayıt dışılığın engellenmesi hem de alıcı ve satıcının bankayı kullanarak güvenli şekilde işlemlerini yürütmesi hedefleniyor.

 

Benim görüşüm ise yıllık araç alım-satım sınırlandırmasının kaldırılması olumlu diyebilirim ancak her önüne gelen kişinin oto eksperi olmasının önüne geçilmeli ve bu işletmeleri açabilmek için aranan belli uzmanlıklar olmalı tıpkı ehliyet alır gibi sınavlardan geçmeliler belirli sürelerle denetlenmeliler ancak bu şekilde bireysel olarak alım-satım yapan kişilerin mağduriyetinin önüne geçilebilir.

 

Galerilerin bu işleri planlanan yerlerde yapmaları daha şeffaf ve düzgün hizmet sunmaları noktasına da katılıyorum her önüne gelen kişinin merdiven altı işletmesi ile araç alım-satım belgesi sahibi olmaması gerektiğini de düşünüyorum.

 

Devletin vergi kaybına gelirsek de zaten iğneden ipliğe verginin bile vergisini alan devletimiz biraz daha sabretsin merak etmesin zaten aracı aldığımızda bir şekilde deposuna yakıt koyacağız ve o paranın 3/2'si yine onun kasasına girecek.