Selman Yümnü'nün "Tek suçumuz Türk olmak mı?" başlıklı köşe yazısı

Her insanın özellikle de hayatının en güzel çağını yaşayan geçlerin birbirinden güzel hayalleri vardır. İyi bir eğitim almak, güzel bir kariyer yapmak, havalı bir arabaya sahip olmak, aile kuracağı birine aşık olmak, güzel anılar biriktireceği bir ev alıp hayatını sürdürmek.

Ama hayat öyle tozpembe değil. Ne zaman gerçeklerle karşılaşmaya başlıyoruz o zaman hayallerimizle mevcut şartların birbiri ile örtüşmediğini görüyoruz. Rakiplerimizden geride başladığımız bu yarışta daha fazla efor harcıyor ve hayatı ıskalıyoruz.

Hele bir olay var ki bunun kadar başka bir şeye üzülmüyorum. Meşhur bir site var ikinci el araçların satıldığı. Birçok kişinin alamayacağı araçlara bakarak vakit geçirdiği. Bu sitede bazı ilanlar var ‘YABANCIDAN YABANCIYA’ başlığı ile satılan. Bu ilanlar hayatı yeniden sorgulamanıza neden olan şeylerin başında yer alıyor. Örnek olarak Mercedes markasının S63 modeli yabancıdan yabancıya 1 milyon altında bir rakama satılırken aynı aracın aynı modeli biz Türk vatandaşlarına satış fiyatı ise 16 milyon liraya kadar çıkıyor. Aradaki 15 milyon liralık fark kadar ne tür hizmetler almış olabiliriz. Mesela yapılan okullar mı? Eee aradaki fark ile beşikten mezara kadar özel okullara gidebilirdik. Yoksa yapılan hastaneler mi? Yine doğumdan ölüme kadar özel hastanelerde sadece bir araç üzerinden alınan vergi farkı ile bu sorunu da çözebilirdik. Yapılan yollar mı yoksa bu arabanın ederini belirliyor? Hiç sanmıyorum bu aradaki farkın çok farklı bir sebebi vardır.

Acaba bu aradaki vergi farkı bir beka meselesinden dolayı mı alınıyordur? 

Sadece bu mesele araçlardan alınan vergi ile bitmiyor ki. Almanya’da billboardları süsleyen bir reklam var. “Yazın Türkiye’de tatilinizi geçirmek ister misiniz?” diye. Gidiş-dönüş uçak bileti havaalanı transferleri ve ultra her şey dahil 8 gece konaklama şeklinde satılan bu turun toplam bedeli 600 Euro. Aynı otelde bizler tatile gittiğimizde ise uçak bileti ve transfer olmadan sadece 8 gece ultra her şey dahil konaklama bedeli olarak ödeyeceğimiz fiyat kişi başı 36 bin 400 lira, yani yaklaşık olarak bin 95 Euro yapıyor. İki katına yakın para ödüyoruz uçak bileti ve transfer hizmeti alamıyoruz kapısına kadar kendimiz ulaşıyoruz ve aynı hizmeti alıyoruz.

Asıl büyük sorun tüm bu ödemeleri yaparken biz Türk lirası kazanıyoruz. Bir Türk Hasan tatile gidebilmek için 2 asgari ücret öderken aynı tatil için bizi kıs kıs kıskanan Hans sadece 10 günlük ücreti ile tatilini satın alıyor.

Bu ülke yabancılara cennetken biz Türkler ise bu cennet vatanda cehennemi yaşamaya devam ediyoruz.

Pardon ama sömürge nasıl olunuyordu. Bu ülke Türklerin insani koşullarda yaşaması için çok pahalı bir yer haline geldi. Hiç bir şey olmasa bile kesin bir şeyler oldu ve koskoca bir toplumun tüm hayalleri çalındı.

Çok değil üniversite okuduğun 2004-2010 yılları arasında yaz tatili döneminde otellerde çalışıyor sezon sonunda ise tatile gidiyor hayatın tadını çıkarabiliyorduk. O dönem sadece yaz aylarında çalıştığımız dönemlerde “araba alabilir miyiz?” diye planlar bile yapıyorduk. Şimdi ise öğrenciler yaz aylarında çalıştıklarında sezon sonunda çoğunun elinde okudukları şehre gidecekleri otobüs biletini alabilecek ve onu kısa süre idare edecek bir birikime sahip olabiliyorlar.

Şeyh Edebali’nin dediği gibi İNSANI YAŞAT Kİ DEVLET YAŞASIN.

En kısa sürede bu mottoya bir geri dönüş olması dileğiyle. Mutlu haftalar.