Ne kadar iyi değil mi? Başımızdakiler sürekli yanlış yapsa da kendilerine hemen bir günah keçisi bulurlar ve bütün suçu karşı tarafa atarak kendileri 'ak kaşık' olarak çıkarlar.
Son dönemlerde Reza Sarraf, Halk Bankası genel müdür yardımcısı derken Amerika şimdi de Zafer Çağlayan'a el attı. Ayakkabı kutuları milyon dolarlık saatlerin hikayesi yakın bir zamanda ortaya çıkar.
Ülkemizde yolsuzluklar artık milletin dilinde... Ankara'yı parsel parsel satanlar, "Ne istediysen verdik" diyenlerden sonra, yeni tarım bakanının açıklaması da çok manidar değil mi?
"Bizden önce yolsuzluk yapanlar gibi olmayacağız" derken bu söylem daha önceki tarım bakanına bir suçlamadır aynı zamanda.
Şu hale bakın; bir tarafı FETÖ'cü, bir tarafı Sakarya'da rüşvet ve yolsuzluklarla anılanların mertebesi yükselirken inanmaktan başka hiç bir suçu olmayan, sırf yakınları FETÖ'cü diye görevinden insanlar alınıyor. Yanlışları yanlışlarla daha da büyütüyorlar.
İktidar partisinin bir diğer yanlışı da çiftçinin fındığını ülkemizde iflas etmiş tarım aletleri satan İtalyan Ferroli diye bir firmaya iki yıl önce vererek, çiftçimizin fındığını emeğini çaldırarak bu insanları maģdur etmesidir. Bu siyaset ve politikilarla kendi ayağınıza kurşun sıkıyorsunuz.
Ne yaparsanız yapın kabinelerinizi bakanlarınızı değiştirerek yolsuzlukları haksızlıkları düzeltemezsiniz. Sizin tuzunuz kokuyor artık. Biliyorsunuz ki tuz kokarsa herşey kokar.
Yerel yönetiminden ta başına kadar haksızlık ve yolsuzluklarla halkın size olan güvenini kaybederek sermayenizi tüketmektesiniz.
Yazık! Bu millet size çok güvenmişti. Öyle zannediyorum ki sizin için yolun sonu görünüyor. Peki gelecekten umudumuz var mı? Yok!
Bu devran böyle gelmiş böyle gider. Rabbimizde öyle demiyor mu?
"Nasıl yaşarsanız öyle yönetilirsiniz"