Sema yapmak; anonim yani kaynağı belirsiz olay değildir. Hz. Mevlana ile Allah cc aşkının bir ifadesidir. Mevlana zamanında ise Türkçe de vardı, kadında vardı. Ama o öyle uygun görüp semazen kadın ve erkeği bir arada olmasına izin vermedi. Okumalarında Kuranın gönderildiği orijinal şekliyle yani Arapça yapılmasını istedi. Bunu değiştirmek Mevlana’ya ihanet ve semayı orijinalinin dışına çıkarmaktır.
bu ülkede Beethoven’ın 9. senfoni konseri Türkçe çalınsın, Türk çalgılarıyla çalınsın diyen hiç bir ilerici duydunuz mu? Televizyon, radyo kelimeleri bu kadar çok kullanıldığı halde niye hiç Türkçeye çevrilmeye çalışılmamış. Bunlara daha bir sürü örnek var.
Kaldı ki bu dini hiç bir şekilde yaşamayan ya da korumak ve yaymak için hiç bir gayreti olmayan bu insanlar niçin bu gayreti güdüyorlar. Ezan Türkçe olsa sanki dinleyecekler ve beş vakit camiye gidecekler... Kuran Türkçe olsa sanki sabahlara kadar Kuran okuyacaklar. Kuran Türkçe olsa bir sürü kuran kursu açıp hem kendi çocuklarını hem diğerlerini bu kurslara götürmeye çalışacaklar sanki Bu gayret niye o zaman...
Hayatlarını; İslam yayılmasın ve yaşanmasın, kuran okunmasın, unutulsun yok olsun diye harcayan insanlar. Bu gayret niye.
Kuranı Kerimin Türkçe okunmasına gelince, mana olarak tatbiki her dilden okunmalıdır. Ama Kuranın sahibi Allah cc Kuranın Arapça olduğunu ve bunun değişik özellikleri ve faydası olduğunu söylüyor. En basitinden Arapça dilini biraz bilenler bilir. Kelimeler kökten gelir. Öyle Türk dil kurumu gibi bir kurum durduk yerde kelimeleri değiştiremez. Yoksa Arapça toptan yok olur.
Ülkemizde ya da başka bir ülkede ezan duyulsa bunu anlamayacak biri çıkar mı? Çocuklar bile anlar. Hatta manasını bile bilir... Peki, bunu değiştirsek ve her ülke kendi dilinde okunsa başka ülkeden biri anlayabilir mi... Ümmet ne demekti... Ümmete karşı olunabilir mi. Hem Müslümanım diyecek hem ümmete karşı olacak. En yakınınızdaki cami hocasına sorum, Ama sakın kurandan, peygamberden hatta Allah tan şüphesi olan ilahiyat proflarına sormayın. Yanıltırlar sizi... Bu imtihan bir sefer yapılıyor. Tekrarı yok. Reenkarnasyon filan yok yani. Tabi İslam inancına göre...
Güya bazı din âlimleri namazı ve Kuranı kendi dilinde yapabilirsin diye fetva vermiş. İyi de bindörtyüz yıldan beri İslam coğrafyasında yüzbinlerce camiden birinde bile bu uygulama yapılmış mı? Hayır. Ama manasını elbette herkes anlayacağı şekilde öğrenir. Kaldı ki her millet kendi dilinde ibadet yaparsa İslam’ın birleştiriciliği ve ümmet manası kalır mı? Yoksa asıl hedef İslam milletini böylece parçalamak mı?
Bir TV programında Sn. Hulki Cevizoğlu; Türklerin milliyetçilikte atası sayılabilecek Ziya Gökalp in Türkçe ezan ve Kuran konusundaki gerekliliği vurguladığını söylüyor. Bilmeyenlere karşı çok bilir gözüken bu zevat önce şunu bilmeli ki binlerce yıllık tarihi olan Türk milletinin atası 90 sene önce ölen ziya Gökalp olamaz. Kaldı ki bu zevatı araştırınca önceki haliyle sonraki halinin taban tabana zıt olduğu ve Fransız hastanesinde son nefesini verirken İslam’ın en kutsallarına hakaret ede ede öldüğü şahitleriyle bilinmektedir. Böyle bir adam Muhammet Alpaslan’ın torunlarına rehber mi olacak. Buna kargalar bile güler bence siz Türk tarihine bir daha bakıverin.