İnsan yapısı gereği sosyaldir. Çevresi ile ilişki kurmaya, iletişime geçmeye, başkalarıyla birlikte yaşamaya ihtiyaç duyar. İnsanın sosyalleşme ihtiyacı erken dönemden itibaren görülmeye başlar. Bir bebeğin doğduğu andan itibaren ilk ilişki kurduğu kişi annesidir.
Bebeğin annesiyle kurduğu ilişki ve bağlanma kişinin ömür boyunca insanlarla kuracağı ilişkilerinin temelini oluşturur. Bu temel ile beraber çocukluk evresindeki sosyalleşme sürecinin en önemli aşamasını oluşturmaktadır. Bebek doğduğu andan itibaren annesi ve babası tarafından ihtiyaçlarının karşılanmasıyla birlikte zamanla sosyalleşmeye başlamaktadır.
Bebeklik ve çocukluk dönemlerinde, çocuk yaşının gerektirdiği şekilde akranlarıyla ve çevresindekilerle iletişime geçerek onları tanımaya, çalışır. Sosyalleşme aslında bir öğrenme sürecidir. Çocuk bu süreçte çevresindeki yetişkinlerin davranışlarını taklit eder ve rol model alır. İlk olarak çocuk anne-babasını gözlemler ve onların davranışlarını taklit etmeye başlar.
Günümüzde teknolojik cihazların yaygınlaşması ve bunların çocuklar tarafından aşırı kullanılması tehlike arz edebilmektedir. Bu durum başta çocuk ve yetişkin olmak üzere herkes için yaygınlaşması kişilerin sosyalleşmesini olumsuz anlamda etkileyebilmektedir. Çocuklar izlediği videolardaki veya oynadığı oyunlardaki karakterlerin de davranışlarını taklit edebiliyorlar.
Buradaki karakterleri taklit eden çocuk saldırgan veya kontrolsüz davranışlar sergileyebilir. Ailelerin, özellikle anne-babanın, çevresindeki kişilerin ve çevre koşullarının, kişinin sosyalleşmesinde önemli bir etkisi bulunmaktadır.