Anlamsızlaşıyor her şey en çokta kalbim ve şiirlerim.
Şimdi kazanan dünya mı yoksa sen misin güzel adam.
O kadar yorulmuşum ki bu şehirde nefes bile alamıyorum, boğuluyorum özlüyorum çocukluğumu, annemi, en çok ta özgürlüğümü belki biraz baba mı ama nedensizce nefes alabilmeyi.
İnsan alıştıkça tembelleşiyor ve aşkı da bu yüzden kaybetmedi mi? Sorular ve hep kaçmalar hayatın bir perdesi.
Anlatmaya çabaladıklarım, kalbim ve sen güzel adam en çok yitirdiğim.
Bazen öyküsüz kalır insan… İçimde kalanlar ise yarım yamalaktır.
Keşke bir ip ile gökyüzüne çıkıversem.
Kalbimi anlatmak bir yük, duygularımın içinde ölüyorum ve kalbimdeki çocuk yalnızlaştı, kaçıyorum insan suretlerinden.
Zamana yenik düştüm. Bazen kaybetmek iyi gelir insana, canavarlar ile dolu dünya hali.
Bu dünyada kalbin nasıl ise ahirette onu alacaksın.
Seni anlatmak korkaklık çünkü sen hainsin ne kalbin doğru ne de suretin yalansız. Şimdi kazanan kalbim ve ben hep sana meydan okudum dualarım ile.
Kalbim patlayacak gibi hesapsızca aptal melodiler ile ahenk içinde, kelebekler karardı.
Biraz mutluluk gerek, aşka inanmak gerek… Elbette dünya rengârenk hem etrafta hep hoş müzikler, denizler ve en çokta balonlar hatta kelebekler.
Aşka şimdi inanmalısın ve unutma kalbinden geldiği gibi aşk. Aşka sığın, dualar et gökyüzü ile dans et her şey ahenk içinde ve mutlulukta bir kapıda.
Günler sona erer ve sen hep anıları biriktir. Gülümse etrafına.
Bol bol kitap oku, su iç hatta dans et ve şunu sokakta bağır çağır ben aşık oldum de yani aşık olun. Filmlere dal, tiyatroya git.
Çiz resmini sevdiğinin, şiirlere dal kusurları görme. Gökyüzü de bol bol güneş var.
Sen kendin ol kahve iç hatta fal baktır ve unutma hep çocuk kalabil.
Şiirler şairin anahtarları ve sen bulmalısın doğru kapıyı.
Aşık ol, aşık oldum de ve mutluluk için çocuklar gibi özgür ol.